Business phrases for email german turkish

Business phrases for email german turkish

 

 

 

I riassunti , gli appunti i testi contenuti nel nostro sito sono messi a disposizione gratuitamente con finalità illustrative didattiche, scientifiche, a carattere sociale, civile e culturale a tutti i possibili interessati secondo il concetto del fair use e con l' obiettivo del rispetto della direttiva europea 2001/29/CE e dell' art. 70 della legge 633/1941 sul diritto d'autore

 

 

Le informazioni di medicina e salute contenute nel sito sono di natura generale ed a scopo puramente divulgativo e per questo motivo non possono sostituire in alcun caso il consiglio di un medico (ovvero un soggetto abilitato legalmente alla professione).

 

 

 

 

Business phrases for email german turkish

German: 1998 - heute / Jackson Shoes Inc. / Spokane, WA Turkish: 1998 - Hala / Jackson Shoes Şti. / Spokane, WA
German: Manager Turkish: Müdür
German: Verantwortlichkeiten: Turkish: Sorumluluklar:
German: The Managing Director Turkish: İdari Müdür
German: Fightstar Corporation Turkish: Fightstar Corporation
German: 155 Mountain Rise Turkish: 155 Mountain Rise
German: Antogonish NS B2G 5T8 Turkish: Antogonish NS B2G 5T8
German: Bachelorstudiengang Betriebswirtschaftslehre Turkish: İşletme Bölümü Mezunu
German: Arbeitserfahrung bei... Turkish: ... konusunda tecrübeli
German: Gute ...-Kenntnisse in Wort und Schrift Turkish: İyi derecede ... yazma ve konuşma becerisi
German: Inhaltsverzeichnis Turkish: İçindekiler / Fihrist
German: Sehr geehrte Damen und Herren, Turkish: Yetkili makama / merciiye,
German: Auf das von Ihnen ausgeschriebene Stellenangebot bewerbe ich mich gerne, weil... Turkish: İlan verilen pozisyona ... olarak başvurmak benim için bir zevktir.
German: Die Stelle ist für mich von großem Interesse, weil... Turkish: Bu pozisyonla özel olarak ilgileniyorum çünkü ...
German: Während meiner Arbeit bei... bin ich in ... sehr sachkundig geworden... Turkish: ...'de çalışırken ... konusunda oldukça uzmanlık kazandım.
German: ... ist meine Muttersprache; darüber hinaus spreche ich... Turkish: Ana dilim ..., ama ... da konuşabiliyorum.
German: analytische Fähigkeiten Turkish: Analitik düşünce
German: Ich bin hochmotiviert und freue mich auf die vielseitige Tätigkeit, die mir eine Position in Ihrem Unternehmen bieten würde. Turkish: Şirketinizin bana sunacağı bir pozisyonu son derece heyecanla bekliyorum.
German: Mit freundlichen Grüßen Turkish: Saygılarımla,
German: Sehr geehrter Herr, Turkish: Sayın Yetkili,
German: ... bat mich um ein Empfehlungsschreiben für seine Bewerbung als ... . Ich freue mich sehr, dies hiermit tun zu können. Turkish: ... benden ... için olan başvurusuna binayen bir tavsiye mektubu yazmamı rica etti. Bunu yapmaktan da son derece memnunum.
German: Seit Beginn unserer Zusammenarbeit habe ich ihn / sie als ... Person kennengelernt. Turkish: Birlikte çalışmaya başlamamızın ilk gününden beri onu ... bir insan olarak bilirim.
German: Während seiner / ihrer Zeit bei uns hat er / sie ... . Diese Verantwortung umfasste ... . Turkish: Bizimle çalışırken o ... yaptı. Bu ... gibi sorumlulukları içeriyordu.
German: ...wäre eine großartige Bereicherung für Ihr Programm. Für weitere Informationen stehe ich Ihnen gerne per Email oder Telefon zur Verfügung. Turkish: ... programınız için harika bir ilave olacak. Eğer daha fazla yardımım dokunacaksa, bana e-posta veya telefonla yoluyla ulaşabilirsiniz.
German: Sehr geehrter Herr Präsident, Turkish: Sayın Başkan,
German: Ich schreibe Ihnen im Namen von... Turkish: ... adına yazıyorum.
German: Würde es Sie Ihnen etwas ausmachen, wenn... Turkish: Rica etsem acaba ...
German: Für weitere Auskünfte stehe ich Ihnen gerne zur Verfügung. Turkish: Daha fazla yardıma ihtiyacınız olursa lütfen benimle irtibata geçin.
German: In diesem Aufsatz / dieser Abhandlung / dieser Arbeit werde ich ... untersuchen / ermitteln / bewerten / analysieren... Turkish: Bu tezde/ kağıtta/ denemede ...'ı tetkik edeceğim/soruşturacağım/ araştıracağım/ değerlendireceğim/ analiz edeceğim.
German: Definitionsgemäß ... bedeutet... Turkish: ... tanımı ile ... denmek isteniyor.
German: Daraus ergibt sich die entscheidende Frage: Wie beeinflusst ... ... ? Turkish: Sonrasında ana soru şuna dönüşür: ..., ...'u nasıl etkileyebilirdi?
German: Sehr geehrter Herr Präsident, Turkish: Sayın Başkan,
German: Würde es Sie Ihnen etwas ausmachen, wenn... Turkish: Rica etsem acaba ...
German: Leider müssen wir Ihnen mitteilen, dass… Turkish: Üzgünüz ancak ...
German: Für weitere Auskünfte stehe ich Ihnen gerne zur Verfügung. Turkish: Daha fazla yardıma ihtiyaç duyarsanız, lütfen benimle iletişime geçin.
German: Hochachtungsvoll Turkish: Saygılarımla,
German: Für meine geleisteten Dienste erlaube ich mir, folgenden Betrag in Rechnung zu stellen... Turkish: Hizmetlerin karşılığı olan ... miktardaki ödemeyi rica ediyorum.
German: Wir möchten Sie daran erinnern, dass Sie mit Ihrer Zahlung für ... in Verzug sind. Turkish: Size hatırlatmak zorundayım ki ... için son ödeme tarihiniz geçti.
German: Wir ziehen den Kauf von ... in Betracht... Turkish: ...'ı satın almayı düşünüyoruz.
German: Könnten Sie bitte den Versandtermin sowie den Preis per Fax bestätigen? Turkish: Lütfen faks yoluyla sevkiyat tarihi ve fiyatını gönderebilir misiniz?
German: Wäre es möglich, unsere Bestellung von ... um ... zu reduzieren... Turkish: Sipariş miktarımızı ...'dan ...'a indirmek mümkün olur muydu acaba?
German: Wir bedauern, Ihnen mitteilen zu müssen, dass wir unsere Bestellung anderweitig tätigen werden. Turkish: Siparişimizi başka bir yer ile anlaşarak oraya verdiğimizi üzülerek bildiriyoruz.
German: Ich möchte um einen Termin mit Herrn Schmidt bitten. Turkish: Mümkünse eğer Ahmet Bey ile bir randevu ayarlamak istiyorum.
German: Leider konnte ich Sie telefonisch nicht erreichen, so dass ich Ihnen diese E-Mail schreibe, um Ihnen mitzuteilen, dass ich unseren morgigen Termin absagen muss. Eventuelle Unannehmlichkeiten bitte ich zu entschuldigen. Turkish: Telefon ile ulaşamadım size, yarınki toplantımızı iptal etmek zorunda kaldığımı bildirmek için bu e-postayı yazıyorum. Sebep olduğum tüm sorunlar için şimdiden çok özür dilerim.
German: Wäre es möglich, dass Datum der Reservierung auf den ... zu ändern... Turkish: Acaba rezervasyonumuzun tarihini değiştirmek mümkün olur muydu?
German: Vorstandsvorsitzender Turkish: Genel Müdür / Yönetim Kurulu Başkanı
German: Wir freuen uns über die Geburt von... Turkish: ...'un doğumunu duyurmaktan mutluluk duyuyoruz.
German: ... und ... haben sich verlobt. Turkish: ... ve ... nişanlandı.
German: Wir freuen uns, die Hochzeit von ... und ... bekanntzugeben. Turkish: ... ve ...'nin evliliğini / düğününü duyurmaktan mutluluk duyuyoruz.
German: Wir würden uns sehr freuen, wenn Du Dich uns am ... um ... für ... anschließen würdest. Turkish: ... için ... tarihinde ...'te bize katılırsanız çok memnun oluruz.
German: Herzlichen Glückwunsch! Für Euren gemeinsamen Lebensweg wünschen wir Euch alle Liebe und alles Glück dieser Welt. Turkish: Tebrikler. Dünyadaki tüm mutluluklar üzerinizde olsun.
German: Glückwunsch zum Geburtstag! Turkish: Doğum günün kutlu olsun!
German: Gute Besserung! Turkish: Çabuk iyileş.
German: Herzlichen Glückwunsch zu... Turkish: ... için tebrikler.
German: Herzlichen Glückwunsch zum Studienabschluss! Turkish: Mezuniyetini kutlarız!
German: Wir sind alle tief erschüttert über den plötzlichen Tod von... und möchten Dir unser aufrichtiges Beileid aussprechen. Turkish: ...'ın ani ölümü karşısında hepimiz çok üzüldük. En içten taziyelerimizi sunuyoruz.
German: Wir wünschen Dir viel Erfolg in Deiner neuen Arbeit bei... Turkish: ...'daki yeni işinde bol şans diliyoruz sana.
German: Vielen Dank für... Turkish: ... için teşekkürlerimi gönderiyorum.
German: Können Sie mir bitte helfen? Turkish: Bana yardımcı olurmusunuz, lütfen?
German: Aufpassen! Turkish: Dikkat et!
German: Ich möchte mich beschweren. Turkish: Bir şikayette bulunmak istiyorum.
German: Haben Sie ___? Turkish: __in var mı?
German: Kann ich das bitte einmal anprobieren? Turkish: Bunu üstümde deniyebilir miyim lütfen?
German: Ich gebe Ihnen _[Menge]_ dafür. Turkish: Bunun için size _[miktar]_ vereceğim.
German: Ich würde gern einen Tisch für _[Personenanzahl]_ Personen um _[Uhrzeit]_ reservieren. Turkish: _[zaman]_de _[kişi sayısı]_ için masa ayırtmak istiyorum.
German: Kann ich die Speisekarte haben, bitte? Turkish: Menüyü görebilir miyim lütfen?
German: Pfeffer Turkish: biber
German: Wir möchten gern bezahlen, bitte. Turkish: Ödeme yapmak istiyoruz lütfen.
German: Ist/Sind da ___ drin? Turkish: Bunda __ var mı?
German: Lieber Herr Schmidt, Turkish: Sayın Alihan Erturan,
German: Die Stelle ist für mich von großem Interesse, weil... Turkish: Bu pozisyonla özel olarak ilgileniyorum çünkü ...
German: ... ist meine Muttersprache; darüber hinaus spreche ich... Turkish: Ana dilim ..., ama ... da konuşabiliyorum.
German: Ich bin hochmotiviert und freue mich auf die vielseitige Tätigkeit, die mir eine Position in Ihrem Unternehmen bieten würde. Turkish: Şirketinizin bana sunacağı bir pozisyonu son derece heyecanla bekliyorum.
German: Nachname Turkish: Soyad
German: Standard US format for listing your educational history Turkish: Grundschule
German: Praktikum bei... Turkish: ...'da stajyerlik
German: ... fließend in Wort und Schrift Turkish: Yazılı ve sözlü ...'de akıcı yetkinlik
German: Abbildungsverzeichnis Turkish: Rakamlar / Şekiller / Figürler Listesi
German: Sehr geehrter Herr Schmidt, Turkish: Sayın Ahmet Bey,
German: Ich bewerbe mich um die Stelle als... Turkish: ... pozisyonuna başvurmak istiyorum.
German: Gerne würde ich für Sie arbeiten, um... Turkish: ... için sizinle çalışmak isterdim.
German: Auch in stressigen Situationen vernachlässige ich nicht Sorgfalt und Genauigkeit. Daher wäre ich besonders geeignet für die Anforderungen als... Turkish: Çok kısıtlı bir zamanda çalışırken bile net sonuç odaklılığını elden bırakmamamın yanında, ... için özel olarak çok uygun olduğumu belirtmek isterim.
German: Ich verfüge über sehr gute Kenntnisse in... Turkish: ... diline son derece hakimimdir.
German: hohe soziale Kompetenz Turkish: İyi kişilerarası ilişki becerisi
German: Ich sehe die neuen Aufgaben / diese Position als willkommene Herausforderung, auf die ich mich freue. Turkish: Bu pozisyondaki yeni görevleri bir giriş sınavı gibi görüyor ve onları dört gözle bekliyorum.
German: Mit freundlichen Grüßen Turkish: Tüm içtenliğimle,
German: Sehr geehrte Frau, Turkish: Sayın Yetkili,
German: Die Arbeit als Chef / Vorgesetzter / Kollege von ... seit ... hat mir viel Freude bereitet. Turkish: ...'den beri ...'ın patronu / yöneticisi / iş arkadaşı olmak çok büyük bir zevkti.
German: ...zeichnete er sich dadurch aus, dass... Turkish: ... kendisini ... özelliğiyle diğerlerinden hep ayırdı.
German: Zu seinen / ihren wichtigsten Verantwortlichkeiten zählten... Turkish: ... onun ana sorumlulukları arasındaydı.
German: Ich gebe meine nachdrückliche Empfehlung für ... ab. Er / sie wäre eine Bereicherung für Ihr Programm. Turkish: ...'yu son derece güçlü bir şekilde tavsiye ediyorum. Programınıza çok yararlı olacak.
German: Sehr geehrte Damen und Herren, Turkish: Sayın yetkili,
German: Ihr Unternehmen wurde mir von ... sehr empfohlen... Turkish: Şirketiniz ... tarafından sıkça tavsiye edildi.
German: Wären Sie so freundlich... Turkish: Anlayışınıza sığınarak soruyorum ...
German: Bitte lassen Sie uns wissen, falls wir Ihnen weiter behilflich sein können. Turkish: Daha fazla yardımda bulunabileceğimizi düşünüyorsanız lütfen bize bildirin.
German: Um diese Frage zu beantworten, beginnen wir mit einer ausgiebigen Betrachtung von... Turkish: Bu soruyu cevabına ... konusuna daha yakından bakarak ulaşabilirz.
German: In dieser Arbeit wird der Begriff ... im Sinne von ... verwendet. Turkish: Bu çalışmanın amaçları doğrultusunda, ... terimi ... anlamında kullanılacaktır.
German: In Anbetracht der Nachweise für ..., scheint eine Untersuchung der Faktoren, welche ... beeinflussen, gerechtfertigt. Turkish: ... için kanıt verilmişken, ... üzerinde etki gösteren faktörler kesin/ garantili görünüyor.
German: Sehr geehrter Herr, Turkish: Sayın yetkili,
German: Wären Sie so freundlich... Turkish: Rica etsem ...'ı yapar mıydınız?
German: Der Anhang ist im ...-Format. Turkish: Ekler ... formatındadır.
German: Bitte lassen Sie uns wissen, falls wir Ihnen weiter behilflich sein können. Turkish: Eğer daha fazla yardımcı olabileceğimizi düşünüyorsanız, lütfen bize bildirin.
German: Herzliche Grüße Turkish: En iyi / kibar dileklerimle,
German: Beigefügt finden Sie Rechnung Nr. ... für... Turkish: ... için lütfen ilişikteki fatura no. ...'yu bulunuz.
German: Hiermit möchten wir Sie daran erinnern, dass die oben genannte Rechnung noch nicht beglichen worden ist. Turkish: Bunu size yukarıdaki faturanın hala ödenmemiş olduğunu hatırlatmak için yazıyorum.
German: Wir freuen uns, Ihrem Unternehmen einen Auftrag für ... erteilen zu können... Turkish: ... satın alımı için sizin şirketinize sipariş verdiğimiz için çok memnunuz.
German: Ihre Bestellung wird so schnell wie möglich bearbeitet. Turkish: Siparişiniz en kısa zamanda işleme konulacaktır.
German: Wäre es möglich, unsere Bestellung von ... um ... zu erhöhen... Turkish: Sipariş miktarımızı ...'dan ...'a artırmak mümkün olur muydu acaba?
German: Wir bedauern, Ihnen mitteilen zu müssen, dass wir unsere Bestellung bereits anderweitig getätigt haben. Turkish: Üzgünüz ancak siparişi başka bir yere vermek zorunda kaldık.
German: Wann würde es Ihnen passen? Turkish: Hangi zamanlar size uygun olurdu?
German: Leider muss ich Ihnen mitteilen, dass ich unseren für morgen vereinbarten Termin nicht wahrnehmen kann und diesen somit absagen muss. Turkish: Üzelerek belirtmek zorundayım ki daha önceden ayarladığımız toplantımıza katılamayacağım, ve sonuç olarak toplantımızı iptal etmek zorundayım.
German: Leider habe ich am vereinbarten Tag zwei Termine gleichzeitig ausgemacht. Wäre es möglich, das Zimmer für einen anderen Tag zu reservieren? Turkish: Daha önce ayarladığımız tarih için rezervasyon çakışması yaşıyorum. Başka bir tarih için rezervasyon yapmamızın mümkünatı var mı acaba?
German: Geschäftsführer Turkish: Genel Müdür / Genel Direktör / Yönetim Kurulu Başkanı
German: Ich freue mich, Ihnen/Euch berichten zu können, dass ... nun einen kleinen Sohn/eine kleine Tochter haben. Turkish: ...'ın nurtopu gibi bir kız / erkek çocuğu olduğunu duyurmaktan mutluluk duyuyorum.
German: ... freuen sich, ihre Verlobung bekanntzugeben. Turkish: ... ve ... nişanlandıklarını duyurmaktan son derece mutlular.
German: Frau ... wird bald Frau ... heißen. Turkish: ... kızımız yakında ... Hanım oluyor.
German: Wir bitten zum Abendessen, um ... zu feiern. Turkish: ...'yi kutlamak için sizin de orada olmanızı çok isteriz.
German: Die allerbesten Wünsche zur Hochzeit, viel Freude und Glück. Turkish: Tebrikler. Size düğün gününüzde en iyi dileklerimi sunarım.
German: Alles Gute zum Geburtstag! Turkish: Mutlu Yıllar!
German: Ich hoffe auf Deine rasche und baldige Genesung. Turkish: Umarım çabucak iyileşirsin.
German: Ich wünsche Dir viel Glück und viel Erfolg bei... Turkish: Sana ... ile ilgili gelecekte iyi şanslar diliyorum.
German: Herzlichen Glückwünsch zur bestandenen Prüfung! Turkish: Sınavlarını geçtiğin için tebrikler!
German: Mit tiefer Trauer haben wir von Deinem schmerzlichen Verlust erfahren. Turkish: Kaybınız için çok üzgünüz.
German: Alle bei... wünschen Dir viel Erfolg bei Deiner neuen Arbeit. Turkish: ...'daki herkes sana yeni işinde bolca şans diliyor.
German: Ich möchte Dir/Euch im Namen meines Mannes/meiner Frau und mir danken... Turkish: Kocam/karım ve kendi adıma size teşekkür etmek istedim.
German: Sprechen Sie Englisch? Turkish: İngilizce konuşuyor musunuz?
German: Ich habe Hunger. Turkish: Acıktım.
German: Wer ist hier der Verantwortliche? Turkish: Burada sorumlu kim?
German: Wo kann ich ___ finden? Turkish: Nereden __ bulabilirim?
German: Wo sind die Umkleidekabinen? Turkish: Soyunma odaları nerede?
German: Das ist viel zu teuer! Turkish: Bu çok pahalı!
German: Einen Tisch für _[Personenanzahl]_ Personen, bitte. Turkish: _[kişi sayısı]_ için bir masa lütfen.
German: Entschuldigung, wir würden gern bestellen, bitte. Turkish: Afedersiniz. Sipariş vermek istiyoruz lütfen.
German: Senf Turkish: hardal
German: Wir möchten getrennt bezahlen. Turkish: Bölüşmek istiyoruz.
German: Könnten sie das Gericht bitte ohne ___ zubereiten? Turkish: Lütfen yemeği __ olmadan hazırlar mısınız?
German: Hiermit bewerbe ich mich um die Stelle als ..., die Sie in ... vom ... ausgeschrieben haben. Turkish: ... tarihte ...'da ilanını verdiğiniz ... pozisyonu için başvurmak istiyorum.
German: Gerne würde ich für Sie arbeiten, um... Turkish: ... için sizinle çalışmak isterdim.
German: Ich verfüge über sehr gute Kenntnisse in... Turkish: ... diline son derece hakimimdir.
German: Ich sehe die neuen Aufgaben / diese Position als willkommene Herausforderung, auf die ich mich freue. Turkish: Bu pozisyondaki yeni görevleri bir giriş sınavı gibi görüyor ve onları dört gözle bekliyorum.
German: Geburtsdatum Turkish: Doğum Tarihi
German: The lowest school giving formal instruction in the US for children aged between six and eleven years Turkish: Mittelstufenschule
German: Ehrenamtliche Tätigkeit bei... Turkish: ...'da gönüllü çalışma
German: gute Computer-Kenntnisse Turkish: Bilgisayar konusunda yetkin
German: Tabellenverzeichnis Turkish: Tablolar Listesi
German: Sehr geehrte Frau Schmidt, Turkish: Sayın Dilek Hanım,
German: Derzeit arbeite ich für... . Zu meinen Aufgaben zählen... Turkish: Şu anda ... için çalışıyorum ve sorumluluklarım arasında ...
German: Zu meinen Stärken zählen... Turkish: Güçlü yanlarım ...
German: Auch unter Belastung behalte ich hohe Qualitätsstandards bei. Turkish: Baskı altındayken bile yüksek iş kalitesi standartlarını koruyabilirim.
German: Ich besitze solide Grundkenntnisse in... Turkish: İyi seviyede ... bilgim vardır.
German: Verhandlungsgeschick Turkish: Anlaşma becerisi
German: Ich würde mich sehr über die Gelegenheit freuen, weitere Details zu der Position mit Ihnen persönlich zu besprechen. Turkish: Pozisyonun derin detaylarını sizinle bireysel olarak görüşme fırsatını memnuniyetle karşılardım.
German: Hochachtungsvoll Turkish: Saygılarımla,
German: Sehr geehrte Damen und Herren, Turkish: Sayın Yetkili,
German: Ich freue mich, dieses Empfehlungsschreiben für ... verfassen zu dürfen. In diesem Schreiben möchte ich meinen Respekt und meine Bewunderung für diesen jungen Mann / diese junge Frau zum Ausdruck bringen, der / die einen herausragenden Beitrag zur Arbeit meiner Gruppe geleistet hat. Turkish: ... için bu tavsiye mektubunu yazmaktan son derece mutluyum. Bu parlak genç insanın çalışmasına olan saygımı ve minnettarlığımı, grubuma yaptığı önemli katkıları belirtmek isterim bu mektupta.
German: Zu seinen / ihren größten Stärken zählen... Turkish: Onun en büyük yeteneği ... altında yatar.
German: Seine / ihre wöchentlichen Aufgaben umfassten... Turkish: ... onun haftalık görevleri arasındaydı.
German: Ich bin zuversichtlich, dass ... auch zukünftig sehr leistungsstark sein wird. Er / sie hat meine höchste Empfehlung. Turkish: ...'nun son derece üretken olarak çalışmaya devam edeceğinden eminim. Tüm kalbimle onu tavsiye ediyorum.
German: Sehr geehrte Damen und Herren, Turkish: Sayın yetkili,
German: Turkish:
German: Ich wäre Ihnen sehr verbunden, wenn... Turkish: Çok minnettar kalırdım eğer siz ...
German: Vielen Dank im Voraus... Turkish: ... için size şimdiden teşekkür ediyorum.
German: Die Frage, ob ... , hat die Experten seit einiger Zeit vollständig in Anspruch genommen. Turkish: ... olup olmaması konusundaki sorular uzmanları belli bir süredir meşgul etmekte.
German: Es ist wichtig, sich die Definition von ... klarzumachen. Turkish: ... tanımıyla ilgili açık ve net olmak oldukça önemlidir.
German: Vor über einer Dekade begannen ... und ... eine Diskussion zu folgender Frage: Wie... Turkish: On yılı aşkın süre önce, ... ve ... şu soruyu temel alan bir tartışma başlattılar: ya ...
German: Sehr geehrte Frau, Turkish: Sayın yetkili,
German: Ich wäre Ihnen sehr verbunden, wenn... Turkish: Çok minnettar kalırdım eğer ...
German: Ich habe Ihren Anhang heute Morgen nicht öffnen können. Mein Virenscanner hat einen Virus entdeckt. Turkish: Bu sabah gönderdiğiniz e-postadaki eki açamadım. Antivirüs programım ekte virüs belirledi.
German: Vielen Dank im Voraus... Turkish: Size şimdiden teşekkür ederek ...
German: Grüße Turkish: Saygılar,
German: Wir werden Ihnen die Pro-forma-Rechnung zufaxen. Turkish: Geçici (gerçek olmayan) fatura size faks ile gönderilecektir.
German: Laut unseren Unterlagen haben wir bislang noch keinen Zahlungseingang für oben genannte Rechnung verzeichnen können. Turkish: Kayıtlarımıza göre, yukarıdaki fatura için hala herhangi bir ödeme yapılmamış.
German: Wir möchten eine Bestellung aufgeben. Turkish: Bir sipariş vermek istiyoruz.
German: Ihre Bestellung wird derzeit bearbeitet und wird vorraussichtlich noch vor dem ... versandfertig sein. Turkish: Siparişiniz hazırlanıyor, ve ... tarihinden önce dağıtım için hazır hale gelmesini bekliyoruz.
German: Wäre es möglich, unsere Bestellung bis zum ... zurückzustellen... Turkish: Siparişimizi ... tarihine kadar bekletmek / geciktirmek mümkün olur muydu acaba?
German: Leider haben wir diese Artikel nicht mehr in unserem Sortiment/sind diese Artikel ausverkauft, so dass wir Ihre Bestellung stornieren müssen. Turkish: Maalesef bu mallar artık üretilmediği / stokta kalmadığı için siparişinizi iptal etmek zorunda kalacağız.
German: Können wir ein Treffen vereinbaren? Turkish: Bir toplantı ayarlayabilir miyiz?
German: Leider muss ich unseren morgigen Termin absagen. Turkish: Korkarım yarınki toplantımızı iptal etmek zorunda kalacağım.
German: Leider muss ich Sie bitten, meine Reservierung für den ... auf den ... umzubuchen... Turkish: Korkarım ki rezervasyon tarihimi ... tarihine değiştirmenizi istemek zorundayım.
German: Marketingdirektor Turkish: Pazarlama Direktörü
German: Wir freuen uns über die Geburt unseres kleinen Sohnes/Töchterchens. Turkish: Erkek / kız çocuğumuzun doğumunu duyurmak istedik.
German: Wir freuen uns, die Verlobung von ... und ... bekanntzugeben. Turkish: ... ve ...'nin nişanını duyurmaktan son derece mutluyuz.
German: Herr ... und Frau ... würden sich über Ihre Teilnahme an ihrer Hochzeit sehr freuen. Sie sind herzlich eingeladen, diesen besonderen Tag mit Ihnen zu genießen. Turkish: ... Hanım ve ...Bey sizi düğünlerinde görmekten mutluluk duyarlar. Onları bu özel günlerinde yalnız bırakmayın.
German: Sie sind herzlich zu ... eingeladen. Turkish: Tüm içtenliğimizle ...'e davetlisiniz.
German: Herzlichen Glückwunsch zu Eurer Hochzeit! Turkish: Evlilik işlerinde başarılar!
German: Herzlichen Glückwunsch zum Geburtstag! Turkish: Nice yıllara!
German: Wir hoffen, dass Du im Nu wieder auf die Beine kommst. Turkish: Umarız ki çabucak iyileşir, hemen ayağa kalkarsın.
German: Ich wünsche Dir viel Erfolg bei... Turkish: Sana ...'da başarılar diliyorum.
German: Was bist Du für ein cleveres Kerlchen! Glückwunsch zur bestandenen Prüfung! Turkish: Akıllı olan hangimiz bakalım? Sınavlarda iyi iş çıkardın!
German: Ich möchte Dir meine aufrichtige Anteilnahme an diesem dunklen Tag aussprechen. Turkish: Bu karanlık günde size en derin taziyelerimi gönderiyorum.
German: Wir wünschen Dir viel Erfolg in Deiner neuen Position als... Turkish: Sana ... olan yeni pozisyonunda bol şans diliyoruz.
German: Ich weiss wirklich nicht, wie ich Dir für ... danken soll. Turkish: ... için sana nasıl teşekkür edeceğimi gerçekten bilmiyorum.
German: Sprechen Sie _[Sprache]_? Turkish: _[dil]_ konuşuyor musunuz?
German: Ich habe Durst. Turkish: Susadım.
German: Das ist wirklich inakzeptabel. Turkish: Bu tamamen kabul edilemez birşey!
German: Wieviel kostet das? Turkish: Bu ne kadar?
German: Haben Sie das auch in ___? Turkish: Bundan __da var mı?
German: Ich habe das für _[Menge]_ woanders gesehen. Turkish: Bunu başka bir yerde _[miktar]_e gördüm.
German: Kann ich mit Kreditkarte zahlen? Turkish: Kredi kartı kabul ediyor musunuz?
German: Was können Sie von der Karte empfehlen? Turkish: Menüde neyi tavsiye edersiniz?
German: Ketchup Turkish: ketçap
German: Ich bezahle für alles. Turkish: Ben herşeyi ödiycem.
German: Ich habe Allergien. Falls ich eine allergische Reaktion habe, dann suchen Sie nach den Medikamenten in meiner Tasche! Turkish: Alerjim var. Eğer vucudumda bir tepki olursa lütfen ilacı çantamdan bulun.
German: Bezugnehmend auf Ihre Anzeige auf ... schreibe ich Ihnen... Turkish: ...'da yayımlanan ilanınıza binayen size yazıyorum.
German: Zu meinen Stärken zählen... Turkish: Güçlü yanlarım ...
German: Ich besitze solide Grundkenntnisse in... Turkish: İyi seviyede ... bilgim vardır.
German: Ich würde mich sehr über die Gelegenheit freuen, weitere Details zu der Position mit Ihnen persönlich zu besprechen. Turkish: Pozisyonun derin detaylarını sizinle bireysel olarak görüşme fırsatını memnuniyetle karşılardım.
German: Geburtsort Turkish: Doğum Yeri
German: A school in the US between elementary school and high school for children aged between eleven and fourteen years Turkish: Oberstufenschule
German: Hervorragende(s) kommunikative Fähigkeiten / Verhandlungsgeschick / Präsentationsfähigkeiten Turkish: Mükemmel iletişim / ikna / sunuş becerisi
German: Anhang Turkish: Ek / İlave
German: Sehr geehrte Frau Schmidt, Turkish: Sayın Melek Hanım,
German: Ich denke, zu meinen Schwächen zählen... . Aber ich arbeite daran, mich in diesem Bereich / diesen Bereichen zu verbessern. Turkish: Tek zayıf yönüm / yönlerim ... . Ancak bu alanda / alanlarda kendimi geliştirmek için fırsat kolluyorum.
German: Somit würde sich für mich die Gelegenheit ergeben, meine Interessen mit dieser Position zu verknüpfen. Turkish: Bu pozisyondaki işim ile bu konudaki özel ilgimi birleştirmiş olacağım bu şekilde.
German: Ich verfüge über ... Jahre Erfahrung als... Turkish: ... üzerine ... yıllık iş tecrübem vardır.
German: Präsentationsfähigkeiten Turkish: Sunum becerisi
German: Anbei erhalten Sie meinen Lebenslauf. Turkish: Özgeçmişimi / CV'mi ekte bulabilirsiniz.
German: Herzliche Grüße Turkish: Saygılar,
German: Sehr geehrte Damen und Herren, Turkish: Sayın Yetkililer,
German: Sehr gerne verfasse ich das Empfehlungsschreiben für... Turkish: ... için bu tavsiye mektubunu yazarken hiçbir tereddütüm olmadığını belirtmek isterim.
German: Er / sie ist ein(e) kreativ(e) Problemlöser(in). Turkish: O son derece yaratıcı bir problem çözücüdür.
German: Ich möchte betonen, dass es eine Freude war, mit ... zu arbeiten. Er / sie ist eine verlässliche und kluge Person mit einem ausgeprägten Sinn für Humor. Turkish: Şunu söylemek istiyorum ki ... ile birlikte çalışmak oldukça memnun edicidir, iyi bir espri anlayışıyla o zeki ve güvenilir bir insandır.
German: Ich kann ihn / sie ohne jeden Vorbehalt sehr empfehlen. Für Rückfragen stehe ich Ihnen gerne per Email oder Telefon zur Verfügung. Turkish: Tüm yüreğimle tavsiye ediyorum onu. Daha fazla sorunuz olursa lütfen bana telefon ya da e-posta yoluyla ulaşın.
German: Sehr geehrte Damen und Herren, Turkish: Sayın yetkili,
German: Wir würden uns sehr freuen, wenn Sie uns ausführlichere Informationen über ... zusenden könnten. Turkish: ... hakkında daha detaylı bilgi gönderebilirseniz çok minnettar kalacağız.
German: Für weitere Informationen stehe ich Ihnen gerne zur Verfügung. Turkish: Daha fazla bilgiye ihtiyacınız olursa lütfen çekinmeden benimle irtibata geçin.
German: Es ist eine wohlbekannte Tatsache, dass... Turkish: Bu çok iyi bilinen bir gerçektir ki ...
German: Der Begriff ... bezieht sich auf... Turkish: ... terimi ...'a gönderme yapıyor.
German: Diese Untersuchung setzt sich mit ... auseinander, indem eine Reihe von Hypothesen entwickelt und getestet werden, welche zeigen, wie ... ... beeinflusst... Turkish: Bu araştırma, ...'in ...'ı nasıl etkilediği üzerine bir seri hipotez testinden sonra ...'yı hedef alarak yapılmaktadır.
German: Sehr geehrte Damen und Herren, Turkish: Sayın yetkili,
German: Wir würden uns sehr freuen, wenn Sie uns ausführlichere Informationen über ... zusenden könnten. Turkish: ... hakkında daha detaylı bilgi gönderebilirseniz çok minnettar kalacağız.
German: Bitte entschuldigen Sie die verspätete Weiterleitung der Nachricht, aber aufgrund eines Tippfehlers kam Ihre E-Mail mit dem Hinweis "unbekannter Nutzer" an mich zurück. Turkish: Mesajımı hemen iletemediğim için özür dilerim, ancak yaptığım yazım hatası sebebiyle e-posta "bilinmeyen kullanıcı" hatası vererek geri döndü.
German: Für weitere Informationen stehe ich Ihnen gerne zur Verfügung. Turkish: Eğer daha fazla bilgiye ihtiyacınız olursa, lütfen çekinmeden benimle iletişime geçin.
German: Sofort fällig nach Wareneingang. Turkish: Malların faturaları kesildikten hemen sonra ödenecek.
German: Wir würden uns freuen, wenn Sie Ihre Rechnung innerhalb der nächsten Tage begleichen würden. Turkish: Önümüzdeki birkaç gün içerisinde hesabınızdaki borcu temizlerseniz çok memnun olacağız.
German: Anbei unsere verbindliche Bestellung von... Turkish: İlişikte göreceğiniz üzre firmamız ... şiparişi veriyor.
German: Entsprechend unser mündlichen Vereinbarung senden wir Ihnen den Vertrag zur Unterschrift zu. Turkish: Anlaşmamızın bir gereği olarak size imzalamanız için kontratı gönderiyoruz.
German: Leider müssen wir Ihnen mitteilen, dass wir die Waren nicht vor dem ... liefern können... Turkish: Siparişinizin teslimatını ... tarihine kadar yapamayacağımızı size üzülerek bildirmek zorundayız.
German: Leider sind Ihre Konditionen nicht wettbewerbsfähig genug, um diese Bestellung durchführen zu können. Turkish: Maalesef şartlarınız siparişimizi size vermemiz için yeterince rekabetçi değil.
German: Ich denke, wir sollten uns treffen. Turkish: Bence görüşmemiz gerekiyor.
German: Aufgrund von ... muss ich leider unseren Termin absagen. Turkish: ... sebebiyle korkarım ki randevumuzu iptal etmek zorundayım.
German: Ich würde gerne ein zusätzliches Zimmer reservieren, wo nach der Besprechung das Mittagessen serviert wird. Turkish: Öğle yemeğinin servisinin yapılacağı başka bir oda rezerve etmek istiyordum.
German: Vertriebsleiter Turkish: Satış Müdürü / Satış Direktörü
German: Es ist uns eine große Freude, die Geburt unserer Tocher/unseres Sohns bekanntzugeben. Turkish: Sizi bebeğimiz ... ile tanıştırmaktan mutluluk duyuyoruz.
German: Herr und Frau ... aus ... geben die Verlobung ihrer Tochter ... mit ... , Sohn von Herrn und Frau ... (ebenfalls) aus ... , bekannt. Die Hochzeit ist für August geplant. Turkish: ... ailesinden ... ve ... kızları ...'ın, ... ile, ... ve ...'ın oğulları, olan nişanını duyurmaktan mutluluk duyar. Ağustos düğünü planlanmaktadır.
German: Herr und Frau ... würden sich über Ihre Teilname an der Hochzeit ihres Sohns/ihrer Tochter am ... sehr freuen. Turkish: Bay ve Bayan ... sizi oğullarının / kızlarının düğününde görmekten şeref duyarlar.
German: Gemeinsam mit unseren Freunden wollen wir ... feiern. Wir würden uns sehr freuen, wenn Du kommen könntest. Turkish: Arkadaşlar arasında ...'ı kutlamak için bir parti veriyoruz. Eğer gelirseniz çok memnun kalırız.
German: Wir gratulieren zu Eurem Ja-Wort! Turkish: "Kabul ediyorum." derken başarılar!
German: Alles Gute zu Deinem Ehrentag. Turkish: Bu özel gününde tüm mutluluklar üzerine olsun.
German: Ich denke an Dich. Ich hoffe, dass es Dir bald wieder besser geht. Turkish: Seni düşünüyorum. En yakın zamanda daha iyi hissetmen dileğiyle.
German: Wir möchten Dir ganz herzlich zu ... gratulieren. Turkish: ... için size tebriklerimizi iletmek isteriz.
German: Herzlichen Glückwunsch zum Abschluss des Masterstudiums und viel Glück in der Arbeitswelt. Turkish: Lisanüstü derecen için kutlar ve çalışma hayatında başarılar dilerim.
German: Wir sind erschüttert und zutiefst betrübt über den vorzeitigen Tod Deines Sohns/Deiner Tocher/Deines Ehemanns/Deiner Ehefrau, ... . Turkish: Oğlunuzu/kızınızı/kocanızı/karınızı kaybettiğinizi öğrendiğimizde son derece üzüldük.
German: Wir wünschen Dir viel Erfolg mit Deinem jüngsten Karriere-Schritt. Turkish: En son kariyer hareketinden dolayı sana bolca şans diliyoruz.
German: Als kleines Zeichen unserer Dankbarkeit... Turkish: Minnetimizin küçük bir göstergesi ...
German: Ich spreche kein _[Sprache]_. Turkish: _[dil]_ konuşmuyorum.
German: Ich bin müde. Turkish: Yorgunum.
German: Ich will mein Geld zurück! Turkish: Paramı geri istiyorum!
German: Haben Sie etwas, dass nicht so teuer ist? Turkish: Daha düşük fiyatlı bir şey var mı?
German: ... S? Turkish: .. küçük?
German: _[Menge]_ ist mein letztes Angebot! Turkish: _[miktar]_ benim son teklifim!
German: Haben Sie auch vegetarisches Essen im Angebot? Turkish: Vejeteryan yemekleriniz var mı?
German: Gibt es eine Spezialität des Hauses? Turkish: Bir spesyaliteniz var mı?
German: Brot Turkish: ekmek
German: Ich lade Dich zum Mittagessen/Abendessen ein. Turkish: Seni öğlen yemeğine/akşam yemeğine davet ediyorum.
German: Nüsse/Erdnüsse Turkish: fındık/fıstık
German: Bezugnehmend auf Ihre Anzeige in ... vom... Turkish: ... tarihli ...'daki ilanınıza binayen yazıyorum.
German: Ich denke, zu meinen Schwächen zählen... . Aber ich arbeite daran, mich in diesem Bereich / diesen Bereichen zu verbessern. Turkish: Tek zayıf yönüm / yönlerim ... . Ancak bu alanda / alanlarda kendimi geliştirmek için fırsat kolluyorum.
German: Sehr geehrte Damen und Herren, Turkish: Yetkili makama,
German: Es ist mir eine große Freude, ein Empfehlungsschreiben für ... zu verfassen... Turkish: ... için bu tavsiye mektubunu yazmak benim için bir zevk.
German: Er / sie verfügt über ein vielfältiges Spektrum an Fähigkeiten. Turkish: Onun son derece yüksek aralıkta becerileri bulunmakta.
German: Wenn seine / ihre Leistung in unserem Unternehmen als Indiz für seine / ihre Leistung bei Ihnen gelten kann, dann wäre er / sie eine echte Bereicherung für Ihre Firma. Turkish: Bizim şirketimizdeki performansı sizin için iyi bir belirteç olacaktır ve sizin için o pahabiçilmez bir değer olacaktır.
German: Ich glaube fest an seine / ihre außergewöhnlichen Fähigkeiten als ... und empfehle ihn / sie nachdrücklich zur Weiterbildung an Ihrer Universität, wo er / sie sich weiterentwicklen und seine / ihre Talente einsetzen kann. Turkish: Onun muhteşem yeteneklerine tüm kalbimle güveniyor ve onu ... için üniversitenizde bir üst öğrenim görmesi amacıyla tavsiye ediyorum.
German: Sehr geehrte Damen und Herren, Turkish: Sayın yetkililer,
German: Ich wäre Ihnen sehr dankbar, wenn Sie ... könnten... Turkish: Çok müteşekkir kalırdım eğer ...
German: Ich wäre Ihnen äußerst dankbar, wenn Sie diese Angelegenheit so schnell wie möglich prüfen könnten. Turkish: Bu konuyla olabildiğince çabuk ilgilenirseniz çok minnettar kalırım.
German: Über ... ist bereits sehr viel geschrieben und geäußert worden. Turkish: ... hakkında büyük şeyler yazılıp söyleniyor.
German: Gemäß Standard-Modell kann ... als ... definiert werden. Turkish: ... şekilde de yorumlanabilecek olan stardart model aslında ...'u öngörüyor.
German: Demnach stellen wir auf Basis der Argumentation von ... folgende Hypothese auf... Turkish: Böylece, takip eden açıklama ... ile ortaya konmuş olup biz ... hipotezini oluşturuyoruz.
German: Sehr geehrte Damen und Herren, Turkish: Sayın yetkililer,
German: Ich wäre Ihnen sehr dankbar, wenn Sie ... könnten... Turkish: Çok minnettar kalırdım eğer ... yapabilseydiniz.
German: Weitere Informationen erhalten Sie auf unserer Internetseite unter... Turkish: Daha fazla bilgi için websitemize ...'da danışın.
German: Ich wäre Ihnen äußerst dankbar, wenn Sie diese Angelegenheit so schnell wie möglich prüfen könnten. Turkish: Bu konuyla olabildiğince çabuk ilgilenirseniz, çok minnettar kalacağım size.
German: Der Gesamtbetrag beläuft sich auf... Turkish: Ödenecek toplam miktar ...
German: Laut unseren Unterlagen ist die Rechnung noch nicht bezahlt worden. Turkish: Kayıtlarımız gösteriyor ki fatura hala ödenmemiş.
German: Beigefügt erhalten Sie unsere Bestellung. Turkish: İlişikte siparişimizi bulacaksınız.
German: Anbei erhalten Sie zwei Kopien des Vertrags. Turkish: İlişikte kontratın iki kopyasını bulacaksınız.
German: Wir bedauern, Ihnen mitteilen zu müssen, dass dieser Auftrag morgen nicht versandfertig sein wird. Turkish: Siparişinizin yarınki dağıtıma kadar yetişemeyeceğini üzülerek bildiriyorum.
German: Leider können wir Ihr Angebot nicht annehmen, weil... Turkish: Maalesef teklifinizi kabul edemeyeceğiz çünkü ...
German: Wäre es möglich, unsere Besprechung zu verschieben? Turkish: Toplantımızı başka bir zamana erteleyebilir miyiz acaba?
German: Ich würde gerne ... reservieren... Turkish: ... için yer ayırmak istiyordum.
German: Leider muss ich meine Reservierung für ... stornieren, weil... Turkish: Korkarım ki ... için olan rezervasyonumu iptal etmek zorundayım çünkü ...
German: Leiter Kundenbetreuung Turkish: Müşteri Hizmetleri Müdürü / Müşteri Hizmetleri Direktörü
German: Wenn Träume Hand und Fuß bekommen und aus Wünschen Leben wird, dann kann man wohl von einem Wunder sprechen. Wir freuen uns über die Geburt von... Turkish: On küçük parmak, ve bu parmaklarla ailemiz genişlemeye başlar. ... ve ..., ...'in doğumunu duyurmaktan mutluluk duyar.
German: Feiern Sie mit uns die Verlobung von ... und ... . Turkish: ... ve ...'nin nişan törenini gelin beraber kutlayalım.
German: Weil Du in unserem Leben eine wichtige Rolle spielst, würden wir uns sehr über Deine Teilnahme an unserer Hochzeit am ... im ... freuen. Turkish: ...'da ... tarihinde, ... ve ... olarak sizi düğünümüzde görmekten mutluluk duyarız.
German: Wir würden uns über Deine Teilnahme sehr freuen. Turkish: Burada bulunmanızı gerçekten çok isterdim.
German: Wir gratulieren der Braut und dem Bräutigam ganz herzlich zur Hochzeit! Turkish: Bu mutlu günlerinde geline ve damada tebrikler
German: Mögen all Deine Wünsche in Erfüllung gehen. Alles Gute zum Geburtstag! Turkish: Tüm dileklerinin gerçek olması dileğiyle. Mutlu Yıllar!
German: Alle bei... wünschen Dir gute Besserung. Turkish: ...'daki herkesten, çabucak iyileş.
German: Glückwunsch zu... Turkish: ...'de iyi iş çıkardın.
German: Glückwunsch zu den großartigen Prüfungsergebnissen und alles Gute für die Zukunft. Turkish: Sınavlarındaki başarıdan ötürü kutlar, başarılarının devamını dilerim.
German: An diesem schweren Tag möchten wir Dir unser aufrichtiges und tief empfundenes Beileid aussprechen. Turkish: Bu zor zamanda lütfen yüreğimizin derinliklerinden gelen başsağlığı dileklerimizi kabul edin.
German: Herzlichen Glückwunsch zur neuen Position! Turkish: İşi aldığın için tebrikler!
German: Wir möchten ... unseren herzlichen Dank für ... aussprechen. Turkish: ... için olan şükranımızı ...'a kadar uzatmak isterdik.
German: Das verstehe ich nicht. Turkish: Anlamıyorum
German: Ich bin krank. Turkish: Hastayım.
German: Wir warten seit über einer Stunde. Turkish: Bir saatten fazla bir süredir bekliyoruz.
German: Um wieviel Uhr öffnen/schließen Sie? Turkish: Ne zaman açıyorsunuz/kapatıyorsunuz?
German: ... M? Turkish: ... orta?
German: Dann bin ich nicht interessiert. Turkish: O zaman ilgilenmiyorum.
German: Haben Sie auch koscheres Essen im Angebot? Turkish: Helal yemekleriniz var mı?
German: Gibt es eine Spezialität aus dieser Gegend? Turkish: Yerli bir spesyaliteniz var mı?
German: Butter Turkish: tereyağı
German: Der Rest ist für Sie. Turkish: Üstü kalsın.
German: Sesamkerne/Sonnenblumenkerne Turkish: susam/ayçiçeği
German: Mit großem Interesse habe ich Ihre Anzeige für die Position eines erfahrenen ... in der Ausgabe ... vom ... gelesen. Turkish: ... dergisinin ... nolu baskısı ... nolu sayısında iş ilanınızı gördüm ve büyük bir ilgiyle okudum.
German: Ich eigne mich für diese Position, weil... Turkish: Bu pozisyon benim için çok uygun çünkü ...
German: Ich verfüge über ... Jahre Erfahrung als... Turkish: ... üzerine ... yıllık iş tecrübem vardır.
German: Anbei erhalten Sie meinen Lebenslauf. Turkish: Özgeçmişimi / CV'mi ekte bulabilirsiniz.
German: Staatsangehörigkeit Turkish: Tabiyeti
German: A school in the US after middle school for children aged fourteen to eighteen Turkish: Hochschule
German: Fortgeschrittene Kenntnisse in Microsoft Office / HTML-Programmierung Turkish: İleri seviye Microsoft Office Suite / temel seviye HTML programlama
German: Glossar Turkish: Terimler Sözlüğü
German: Sehr geehrte Frau Schmidt, Turkish: Sayın Demet Hanım,
German: Ich eigne mich für diese Position, weil... Turkish: Bu pozisyon benim için çok uygun çünkü ...
German: Ich interessiere mich ganz besonders für diese Stelle und würde mich sehr über die Gelegenheit freuen, in der Zusammenarbeit mit Ihnen mein Wissen zu erweitern. Turkish: ... ile ilgili özel bir ilgim var ve eğer sizinle çalışma şansım / fırsatım olursa çok minnettar kalırdım.
German: Ich verfüge über gute Kenntnisse in... Turkish: ...'ın tecrübeli bir kullanıcısıyım.
German: Auf Wunsch sende ich Ihnen gerne die Zeugnisse von ... zu. Turkish: Eğer istenirse ...'dan referans sağlayabilirim.
German: Sehr geehrter Herr Schmidt, Turkish: Sayın Ahmet Bey,
German: Ich kenne ... seit ..., als er / sie einen Kurs bei mir belegte / begann, als ... zu arbeiten. Turkish: ...'u ...'den beri tanıyorum ki o dönemde dersime kaydolmuştu / ...'de çalışmaya başlamıştı.
German: Er / sie kommuniziert seine / ihre Ideen klar und deutlich. Turkish: O fikirlerini net bir şekilde ifade eder veya aktarır.
German: Meiner Meinung nach ist ... ein sehr fleißiger und eigenverantwortlicher Mitarbeiter, der ein Projekt stets in seiner Gänze durchdringt. Turkish: Bence ..., çalışkan ve işlere kendi kendine başlayan ve bir projenin tam olarak ne istediğini bilen biri.
German: Es ist mir eine große Freude, ihm / ihr meine höchste Empfehlung auszusprechen. Ich hoffe, dass diese Information für Sie hilfreich ist. Turkish: Onu size tavsiye edebilmek bile son derece tatmin edici. Umarım bu bilgiler yardımcı olur.
German: Sehr geehrte Damen und Herren, Turkish: İlgili şahsa / makama,
German: Würden Sie mir freundlicherweise ... zusenden... Turkish: Rica etsem bana ... gönderebilir misiniz?
German: Bitte antworten Sie uns umgehend, da… Turkish: Lütfen mümkün olduğunca çabuk cevap veriniz çünkü ...
German: Heutzutage ist allgemein anerkannt, dass... Turkish: Günümüzde genel olarak ... kabul görmüş durumda.
German: Gemäß ... wird ... definiert als... Turkish: ...'a göre ... , ... şekilde tanımlanmıştır.
German: Einige Thesen sind von ... formalisiert worden, aber bislang ist keine gestestet worden. Turkish: Bu argümanlardan birkaçı ... tarafından formalize edildi ancak hiçbiri test edilmedi.
German: Sehr geehrte Damen und Herren, Turkish: İlgili makama,
German: Würden Sie mir freundlicherweise ... zusenden... Turkish: Rica etsem ...'i bana gönderebilir misiniz?
German: Bitte antworten Sie uns umgehend, da… Turkish: Lütfen olabildiğince çabuk cevap veriniz çünkü ...
German: Gemäß unserer geschäftlichen Richtlinie rechnen wir ausschließlich in Euro ab. Turkish: Sadece Euro olarak faturalandırma yapmak bizim şirket politikamızdır.
German: Bitte tätigen Sie umgehend Ihre Zahlung. Turkish: Lütfen acele olarak ödemenizi yapınız.
German: Wir verzeichnen eine stetige Nachfrage nach ... und möchten daher gerne ... bestellen... Turkish: Bizim ...'e düzenli olarak talebimiz var ve bu yüzden ... sipariş etmek istiyoruz.
German: Bitte senden Sie uns den unterschriebenen Vertrag innerhalb der nächsten zehn Tage nach Erhalt zurück. Turkish: Fatura tarihini 10 günden fazla geçirmeyecek şekilde kontratın imzalı bir kopyasını bize gönderiniz.
German: Turkish:
German: Wir würden unsere Bestellung gerne stornieren. Die Bestellnummer ist... Turkish: Siparişimizi iptal ettirmek istiyoruz. Sipariş numarası ...
German: Morgen um 14 Uhr passt mir leider nicht. Würde es ein bisschen später gehen, sagen wir um 16 Uhr? Turkish: Yarın öğleden sonra 2'ye yetişemeyeceğim. Biraz daha geç yapamaz mıyız toplantıyı, mesela 4'te?
German: Ich möchte gerne ... reservieren... Turkish: ... için yer ayırmayı dilemiştim.
German: Aufgrund von ... muss ich meine Reservierung leider stornieren. Turkish: ... sebebiyle korkarım ki rezervasyonumu iptal ettirmek zorundayım.
German: Leiter Personal Turkish: Personel Müdürü
German: Wir sind überglücklich und dankbar für die Geburt unseres/unserer... Turkish: Sevgi ve umutla ...'a bu dünyaya hoşgeldin diyoruz.
German: Sie sind herzlich zur Verlobungsfeier von ... und ... am ... eingeladen. Turkish: ... tarihindeki ... ve ...'nın nişan törenine davetlisiniz.
German: Turkish:
German: Hättest Du Lust, für ... zu ... zu kommen? Turkish: ...'ya ... için gelmek ister miydiniz?
German: Herzlichen Glückwunsch zu Eurer Verlobung! Turkish: Nişanınızı tebrik ederim!
German: Alles Glück der Welt wünsche ich Dir an diesem Tag. Genieße Deinen Geburtstag! Turkish: Bu özel günün getireceği tüm mutluluk üzerinde olsun. Çok güzel bir doğum günü geçirmen dileğiyle!
German: Gute Besserung! Jeder hier bei... grüßt Dich herzlich. Turkish: Geçmiş olsun. ...'daki herkes sevgilerini gönderiyor.
German: Herzlichen Glückwunsch zur bestandenden Fahrprüfung! Turkish: Sürüş sınavını geçtiğin için tebrikler!
German: Herzlichen Glückwunsch zu Deinen Prüfungsergebnissen und alles Gute für Deine zukünftige Karriere! Turkish: Sınavlarındaki başarıdan ötürü kutlar, başarılarının devamını kariyerinde de dilerim.
German: Unsere Gedanken begleiten Dich und Deine Familie durch die schwere Zeit des Verlustes. Turkish: Bu kaybın en büyüğünde kalbimiz sizinle ve ailenizle.
German: Viel Glück an Deinem ersten Arbeitstag bei... Turkish: ...'daki ilk gününde bol şans.
German: Wir sind Dir sehr dankbar, dass... Turkish: ... için çok minnettarız size.
German: Hallo! Turkish: Merhaba!
German: Ich weiß nicht. Turkish: Bilmiyorum.
German: Dieses Essen schmeckt scheiße! Turkish: Bu yemek bok gibi!
German: Ich schaue mich nur um. Turkish: Sadece bakıyorum.
German: ... L? Turkish: ... geniş?
German: Dann werde ich woanders hingehen. Turkish: O zaman başka bir yere gideceğim.
German: Bieten Sie Halal-Gerichte an? Turkish: Helal yemekleriniz var mı?
German: Ich bin allergisch gegen ___. Sind/Ist da ___ drin? Turkish: Benim __e alerjim var. Bu __ içerir mi?
German: Ich hätte gern einen Nachschlag, bitte! Turkish: Tekrar alabilir miyim lütfen?
German: Das Essen war lecker! Turkish: Yemek lezzetliydi!
German: Ei Turkish: yumurta
German: Auf das von Ihnen ausgeschriebene Stellenangebot bewerbe ich mich gerne, weil... Turkish: İlan verilen pozisyona ... olarak başvurmak benim için bir zevktir.
German: Zwar kann ich keine Erfahrung in... vorweisen; dafür habe ich... Turkish: ... konusunda tecrübem olmamasına rağmen ... konuda oldukça tecrübeliyim.
German: Ich verfüge über gute Kenntnisse in... Turkish: ...'ın tecrübeli bir kullanıcısıyım.
German: Auf Wunsch sende ich Ihnen gerne die Zeugnisse von ... zu. Turkish: Eğer istenirse ...'dan referans sağlayabilirim.
German: Familienstand Turkish: Medeni Hali
German: US name for degree-level education at university Turkish: Vorschule
German: Microsoft Word-, Excel-, Access-, Powerpoint-Kenntnisse Turkish: Microsoft Word / Excel / Database / Powerpoint bilgisi
German: Literaturverzeichnis Turkish: Kaynakça
German: Lieber Herr Schmidt, Turkish: Sayın Alihan Erturan,
German: Zwar kann ich keine Erfahrung in... vorweisen; dafür habe ich... Turkish: ... konusunda tecrübem olmamasına rağmen ... konuda oldukça tecrübeliyim.
German: Wie Sie meinem beigefügten Lebenslauf entnehmen können, entsprechen meine Erfahrung und meine Qualifikationen den Anforderungen dieser Position. Turkish: Özgeçmişimden de görebileceğiniz gibi tecrübelerim ve kualifikasyonlarım bu pozisyon için çok uygun.
German: Ich denke, dass ich über die geeignete Kombination aus... und ... verfüge. Turkish: ... ve ...''den yeterli ve gerekli derecelerde anlıyorum.
German: Zeugnisse können bei ... angefordert werden. Turkish: Referanslar ...'dan sağlanabilir.
German: Wir haben Ihre Zahlung für ... noch nicht erhalten. Turkish: Hala ... için ödemeniz elimize geçmedi.
German: Hiermit geben wir eine Bestellung von ... auf... Turkish: İlişikte size ... için olan siparişimizi yolluyoruz.
German: Hiermit bestätigen wir Ihre Bestellung. Turkish: Şiparişinizi buradan onaylıyoruz.
German: Unsere Buchhaltung wird diese Bestellung erst dann freigeben, wenn wir eine Kopie des Schecks/der Überweisung erhalten haben. Turkish: Muhasebe departmanımız teslimatın yapılması için gereken izni çek/fatura ödemesini yaptığınızda verecek.
German: Wir beabsichtigen, ... von Ihnen zu kaufen. Turkish: Sizden ... almaya niyetliyiz.
German: Hiermit bestätigen wir unsere mündliche Bestellung vom... Turkish: ... tarihli siparişimizin onayı için yazıyoruz.
German: Sollten Sie den Betrag bereits beglichen haben, betrachten Sie dieses Schreiben bitte als gegenstandslos. Turkish: Ödemenizi yaptıysanız eğer, bu mektubu lütfen dikkate almayınız.
German: Wäre es Ihnen möglich, eine Bestellung von ... für einen Preis von ... pro ... entgegenzunehmen? Turkish: ... için tanesi ...'dan olan sipariş teklifimiz hakkında ne düşünürdünüz?
German: Wir erklären uns mit Ihren Zahlungsbedingungen einverstanden und bestätigen, dass die Zahlung per unwiderruflichem Akkreditiv/internationaler Postanweisung erfolgt. Turkish: Ödeme koşullarınızı kabul eder ve ödemenin değiştirilemez akreditif / uluslararası havale / banka transferi yoluyla yapılacağını teyit ederiz.
German: Wir freuen uns auf Ihre schriftliche Bestätigung. Turkish: Onayınızı sabırsızlıkla bekliyoruz. Lütfen yazıyla onaylayınız.
German: Wir haben soeben Ihr Fax erhalten und bestätigen Ihre Bestellung wie angegeben. Turkish: Faksınızı yeni aldık ve ancak siparişinizi onaylayabiliyoruz.
German: Wir geben diese Probebestellung auf, unter der Voraussetzung, dass die Lieferung vor dem ... erfolgt... Turkish: Bu deneme siparişini dağıtımın ... tarihinden önce yapılması şartıyla veriyoruz.
German: Ihre Waren werden innerhalb der nächsten ... Tage/Wochen/Monate versendet. Turkish: Sipariş ettiğiniz mallar ... gün/hafta/ay içinde gönderilecek.
German: Sehr geehrte Frau Schmidt, Turkish: Sayın Ayşe Hanım,
German: Ich kenne ... seit ... in meiner Tätigkeit als ... bei ... . Turkish: ...'ı ... süredir ...'da ... olarak tanıyorum.
German: Er / sie kann mit Verantwortung gut umgehen. Turkish: O sorumluluklarla çok iyi başa çıkar.
German: ...liefert seine Arbeit ausnahmlos qualitativ hochwertig und termingerecht ab. Turkish: ... zaman kısıtlaması olan işlerde sürekli olarak yüksek kaliteli işler üretir.
German: Ich kann ... nachdrücklich als vielversprechenden Kandidaten empfehlen. Turkish: Son derece parlak bir aday olarak ...'u heyecanla tavsiye ediyorum size.
German: Sehr geehrter Herr Schmidt, Turkish: Sayın Ahmet Bey,
German: Wir sind daran interessiert, ... zu beziehen/erhalten... Turkish: ...'i almak/elde etmek ile ilgileniyoruz.
German: Für weitere Informationen stehe ich Ihnen gerne zur Verfügung. Turkish: Daha fazla bilgiye ihtiyacınız olursa benimle rahatça iletişime geçebilirsiniz.
German: Anschließend überprüfen wir die Faktoren... Turkish: Daha sonra ... faktörlerini inceliyoruz
German: ... kann auf unterschiedliche Weise definiert werden. Einerseits wird behauptet, dass der Begriff ... bezeichnet... Turkish: ... bir sürü farklı şekilde tanımlanabilir. Bazı kişiler ise bu terimin ...'u açıkladığını savunuyorlar.
German: Die Ergebnisse dieser Studien legen eine Reihe von Faktoren im Hinblick auf ... nahe... Turkish: Bu çalışmalardan çıkan kanıt ... konusuyla ilintili olarak bir sürü faktör öne sürüyor.
German: Sehr geehrter Herr Schmidt, Turkish: Sayın Ahmet Bey,
German: Wir sind daran interessiert, ... zu beziehen/erhalten... Turkish: ...'ı elde etmek ile/ almakla ilgileniyoruz.
German: Für weitere Informationen stehe ich Ihnen gerne zur Verfügung. Turkish: Daha fazla bilgiye ihtiyacınız olursa rahatça bana danışabilirsiniz.
German: Wir müssen unsere Bestellung leider stornieren, da... Turkish: ... sebebiyle siparişimizi iptal etmek zorundayız.
German: Wäre es möglich, ein anderes Datum festzulegen? Turkish: Başka bir tarih belirlemek mümkün olur muydu acaba?
German: Haben Sie ein freies Zimmer am... Turkish: ... için boş yeriniz var mıydı acaba?
German: Leider muss ich unsere Reservierung für einen kleinen Konferenzraum und ein dreigängiges Abendessen stornieren. Turkish: Küçük konferans salonu ve akşam yemeği için olan rezervasyonumu maalesef iptal ettirmek zorundayım.
German: Leiter Personal Turkish: İnsan Kaynakları Müdürü
German: Wir freuen uns, den neuesten Familienzuwachs bekanntzugeben... Turkish: Ailemizin en yeni üyesini tanıtmaktan / duyurmaktan gurur duyuyoruz.
German: Herzlichen Glückwunsch zu Eurer Verlobung und alles Gute für Eure gemeinsame Zukunft! Turkish: Nişanınız ve önünüzdeki her şey için en iyi dileklerimi sunuyorum.
German: Alles Gute zum Jahrestag! Turkish: Mutlu Yıllar!
German: Gratuliere! Turkish: Tebrikler!
German: Glückwunsch! Wir wussten, dass Du es schaffst. Turkish: İyi iş çıkardın. Başarabileceğini biliyorduk.
German: Glückwunsch zur Aufnahme an der Universität. Viel Spaß! Turkish: Üniversiteye yerleşmekle iyi iş çıkardın. Tadını çıkar!
German: Gesellschaftssekretär Turkish: Şirket Sekreteri
German: Wir haben uns sehr über die Geburt Eures kleinen Jungen/Mädchens gefreut. Wir gratulieren! Turkish: Kızınızın/oğlunuzun doğumuyla daha da mutlandık. Tebrikler.
German: Nichts zu danken! Im Gegenteil: Wir haben Dir zu danken! Turkish: Lafı bile olmaz. Ayrıca: bizim size teşekkür etmemiz gerekir!
German: Hi! Turkish: Selam!
German: Es war nett, Sie kennenzulernen. Turkish: Seninle tanışmak güzeldi.
German: Dieses Getränk schmeckt wie Pisse! Turkish: Bu içecek çiş gibi!
German: Ich werde es kaufen. Turkish: Onu alıcam.
German: ... XL Turkish: ... extra geniş?
German: Das kann ich mir nicht leisten! Turkish: Ona param yetmez!
German: Übertragen Sie Sport? Wir würden gern das ___ Spiel sehen. Turkish: Maçı oynatıyor musunuz? __ maçını izlemek istiyoruz.
German: Ich habe Diabetes. Ist da Zucker oder Kohlenhydrate drin? Turkish: Şeker hastalığım var. Bunda karbonhidrat ya da şeker var mı?
German: Danke, das reicht. Turkish: Teşekkür ederim, bu kadarı yeter.
German: Geben Sie unser Lob dem Koch weiter! Turkish: Şefe övgülerimi iletin.
German: Meeresfrüchte/Fisch/Schalentiere/Garnelen Turkish: deniz ürünü/balık/kabuklu deniz ürünü/karides
German: Ich bewerbe mich um die Stelle als... Turkish: ... pozisyonuna başvurmak istiyorum.
German: Meine beruflichen Qualifikationen entsprechen den Anforderungen Ihres Unternehmens. Turkish: Profesyonel niteliklerim / becerilerim öyle görünüyor ki şirketinizin gerektirdiği özelliklere çok iyi uyuyor.
German: Ich denke, dass ich über die geeignete Kombination aus... und ... verfüge. Turkish: ... ve ...''den yeterli ve gerekli derecelerde anlıyorum.
German: Zeugnisse können bei ... angefordert werden. Turkish: Referanslar ...'dan sağlanabilir.
German: ledig Turkish: Bekar
German: UK name for education between the ages of four and seven Turkish: Grundschule
German: Kenntnisse in CAD / CAM Turkish: CAD / CAM ile aşinalık
German: Index Turkish: İndeks / Endeks / Katalog
German: Hiermit bewerbe ich mich um die Stelle als ..., die Sie in ... vom ... ausgeschrieben haben. Turkish: ... tarihte ...'da ilanını verdiğiniz ... pozisyonu için başvurmak istiyorum.
German: Meine beruflichen Qualifikationen entsprechen den Anforderungen Ihres Unternehmens. Turkish: Profesyonel niteliklerim / becerilerim öyle görünüyor ki şirketinizin gerektirdiği özelliklere çok iyi uyuyor.
German: Meine derzeitige Position als... bietet mir die Gelegenheit, in einem anspruchsvollen Umfeld zu arbeiten, wo die enge Zusammenarbeit mit meinen Kollegen unverzichtbar ist, um vereinbarte Fristen einzuhalten. Turkish: ... olarak ...'daki şu anki pozisyonum bana yüksek baskıyla, takım ruhu içinde çalışmayı öğretti, iş arkadaşlarımla yakın mesafede çalışmanın işleri yetiştirmek açısından önemini kavrattı.
German: ausgezeichnete Kommunikationsfähigkeiten Turkish: Mükemmel iletişim becerisi
German: Für ein Vorstellungsgespräch stehe ich am ... zur Verfügung. Turkish: ... tarihindeki bir mülakat için uygunum.
German: Sehr geehrte Frau Schmidt, Turkish: Sayın Dilek Hanım,
German: Ich war von ... bis ... Chef / Vorgesetzter / Kollege / Lehrer von ... . Turkish: ...'nın ...'de ...'a kadar patronu / yöneticisi / iş arkadaşı / öğretmeni idim.
German: Er / sie verfügt über ein breites Wissen in... . Turkish: ... konusunda engin / geniş bir bilgi dağarcığı var.
German: Die einzige Schwäche, die ich zu seiner / ihrer Leistung anmerken kann, war... Turkish: Performansındaki tek zayıf nokta ...
German: Ich habe selten die Gelegenheit, jemanden vorbehaltlos zu empfehlen. Daher ist es mir eine große Freude, dies im Falle von ... tun zu können. Turkish: Çok nadir içimden gelerek birisi için tavsiye mektubu yazabiliyorum. ... için bunu yapmak benim için büyük bir zevk.
German: Sehr geehrte Frau Schmidt, Turkish: Sayın Nihal Hanım,
German: Ich möchte Sie fragen, ob... Turkish: ...'ın olup olmadığını size sormak zorundayım.
German: Ich freue mich auf die Zusammenarbeit. Turkish: Beraber çalışmayı sabırsızlıkla bekliyorum.
German: Wir stützen uns auf diese Analyse, um ... zu bestimmen... Turkish: Bu analizimizi ... gerçeğini ortaya çıkarmak çıkarmak için kuruyoruz.
German: ...wird im Allgemeinen verstanden als... Turkish: ...'ın genel olarak ... şekilde anlaşılmıştır.
German: ... hat eine signifikante Korrelation zwischen ... und ... nachgewiesen. Turkish: ... ve ... arasında sıkı ve önemli bir ilinti bulundu.
German: Sehr geehrte Frau Schmidt, Turkish: Sayın Arzu Hanım,
German: Ich möchte Sie fragen, ob... Turkish: ... olup olmayacağını size sormak zorundayım.
German: Ich freue mich auf die Zusammenarbeit. Turkish: Sizinle beraber çalışmayı dört gözle bekliyorum.
German: Da Sie nicht dazu bereit sind, uns ein günstigeres Angebot zu machen, müssen wir Ihnen leider mitteilen, dass wir keine Bestellung bei Ihnen aufgeben können. Turkish: Daha düşük bir fiyat oranı sunmadığınız için üzgünüz ki siparişimizi sizin şirketinize veremiyoruz.
German: Ich muss unsere Besprechung bis zum ... verschieben. Turkish: ... tarihine / saatine kadar toplantımızı ertelemek zorundayım.
German: Ich würde gerne für den ... ein Zimmer reservieren... Turkish: ... tarihi için bir oda rezerve etmek istiyordum.
German: Leider konnte ich Sie telefonisch nicht erreichen, so dass ich Ihnen diese E-Mail schreibe, um Ihnen mitzuteilen, dass ich unsere Reservierung für den Konferenzraum stornieren muss. Eventuelle Unannehmlichkeiten bitte ich zu entschuldigen. Turkish: Size telefonla ulaşamadığım için rezervasyonumu iptal ettirmek zorunda kaldığımı bu e-posta yoluyla bildiriyorum. Şimdiden neden olduğum tüm problemler için özür dilerim.
German: Geschäftsstellenleiter Turkish: Ofis Yöneticisi
German: Wir sind überglücklich, die Geburt unseres Sohns/unserer Tochter bekanntzugeben. Turkish: Kızımızın / oğlumuzun ailemize katılımını duyurmaktan son derece mutluyuz.
German: Herzlichen Glückwunsch zur Verlobung! Bleibt so glücklich wie Ihr heute seid. Turkish: Birlikte çok mutlu olmanız dileğiyle tebrikler.
German: Alles Gute zum ... Jahrestag! Turkish: Nice ... Yıllara!
German: Sehr geehrte Frau Schmidt, Turkish: Sayın Lale Hanım,
German: ... arbeitete für mich als ... an unterschiedlichen Projekten. Auf Grundlage seiner / ihrer Arbeit würde ich ihn / sie als einen / eine der besten ... einschätzen, der / die bislang für uns gearbeitet hat. Turkish: ... , ... olarak birçok projede benim için çalıştı, çalışmalarına bakıldığında ise onu sahip olduğumuz en iyi ... olarak değerlendirirdim.
German: Er erfasst neue Konzepte äußerst schnell und ist darüber hinaus offen für konstruktive Kritik und Anmerkungen zu seiner Arbeit. Turkish: Yeni konseptleri çok çabuk kavrar ve yapıcı eleştirilere / yönlendirmelere her zaman açıktır.
German: Meiner Meinung nach sollte ... den Vorzug vor anderen Kandidaten erhalten, weil... Turkish: İnanıyorum ki ...diğer adaylardan bir adım önde değerlendirilmelidir çünkü ...
German: Ich respektiere ... als Kollegen / Kollegin; trotzdem muss ich Ihnen ehrlicherweise mitteilen, dass ich ihn / sie für Ihr Unternehmen leider nicht empfehlen kann. Turkish: ...'e iş arkadaşı olarak saygı duyuyorum ancak dürüst olmak gerekirse onu sizin şirketiniz için öneremeyeceğim.
German: Sehr geehrte Frau Schmidt, Turkish: Sayın Ayşe Hanım,
German: Können Sie ... empfehlen... Turkish: ...'ı tavsiye edebilir miydiniz?
German: Vielen Dank für Ihre Hilfe in dieser Angelegenheit. Turkish: Bu konudaki yardımınız için teşekkür ederim.
German: Ein beständiges Thema in ... ist... Turkish: ... konusundaki kalıcı bir tema ...
German: Wenn wir über ... sprechen, meinen wir damit normalerweise... Turkish: ... hakkında konuşurken aklımızda genel olarak olan yargı ...
German: Turkish:
German: Sehr geehrte Frau Schmidt, Turkish: Sayın Ayşe Hanım,
German: Können Sie ... empfehlen... Turkish: ...'ı tavsiye eder miydiniz?
German: Vielen Dank für Ihre Hilfe in dieser Angelegenheit. Turkish: Bu konudaki yardımınız için çok teşekkür ederim.
German: Wir sehen leider keine andere Möglichkeit, als unsere Bestellung von ... zu stornieren... Turkish: Siparişimizi ... sebebiyle iptal etmekten başka alternatif göremiyoruz.
German: Leider habe ich am Tag unserer Besprechung zwei Termine gleichzeitig ausgemacht. Wäre es möglich, ein anderes Datum zu vereinbaren? Turkish: Toplantımızı ayarladığımız tarihte randevu çakışması yaşıyorum. Başka bir tarihe ertelemek mümkün mü acaba?
German: Wir würden gerne einen Ihrer Konferenzräume mit 100 Sitzplätzen reservieren. Turkish: 100 kişilik kapasiteye sahip konferans salonlarınızdan birisini rezerve etmek istiyoruz.
German: Leiter Buchhaltung Turkish: Muhasebe Müdürü / Finans Müdürü
German: Leider muss ich das Datum unserer Besprechung abändern. Turkish: Toplantımızın tarihini değiştirmek zorundayım.
German: Könnten wir uns ein bisschen früher/später treffen? Turkish: Toplantımızı daha erken/ daha geç yapabilir miyiz?
German: Herzlichen Glückwunsch zur Verlobung! Mögt Ihr gemeinsam glücklich werden. Turkish: Nişanınızı kutlarım. Umarım ki birbirinizi çok mutlu edersiniz.
German: ... Jahre und immer noch wie am ersten Tag. Alles Gute zum Jahrestag! Turkish: ... uzun yıl ve hala güçlü olarak yoluna devam ediyor. Nice mutlu yıllara!
German: Wir gratulieren zu Eurem Neuankömmling! Turkish: Evinize gelen yeni bireyden ötürü sizi kutlarız!
German: Frohe Feiertage wünschen... Turkish: ...'den yeni yıl kutlaması.
German: Guten Morgen! Turkish: Günaydın!
German: Auf Wiedersehen! Turkish: Güle güle!
German: Dieser Ort ist ein Drecksloch! Turkish: Bu yer bok çukuru!
German: Kann ich mit Kreditkarte zahlen? Turkish: Kredi kartıyla ödeyebilir miyim?
German: Haben Sie diese Schuhe in Größe ___? Turkish: Bu ayakkabılardan __ bedende var mı?
German: Das ist mehr als ich mir leisten kann, aber ich nehme es. Turkish: Bu alabileceğimin gerçekten çok üzerinde ama onu alıcam.
German: Ich esse kein(e) ___. Sind/Ist da ___ drin? Turkish: Ben __ yemiyorum. Bunda __ var mı?
German: Wir würden gern Nachtisch bestellen, bitte. Turkish: Biraz tatlı sipariş vermek isiyoruz.
German: Mein Essen ist kalt. Turkish: Yemeğil soğuk.
German: Mehl/Weizen Turkish: un/buğday
German: Derzeit arbeite ich für... . Zu meinen Aufgaben zählen... Turkish: Şu anda ... için çalışıyorum ve sorumluluklarım arasında ...
German: Während meiner Zeit als... habe ich meine Kenntnisse in... verbessert / erweitert / vertieft. Turkish: ... olan zamanım boyunca, ... konusunda kendimi geliştirdim / ilerledim / genişlettim.
German: ausgezeichnete Kommunikationsfähigkeiten Turkish: Mükemmel iletişim becerisi
German: Für ein Vorstellungsgespräch stehe ich am ... zur Verfügung. Turkish: ... tarihindeki bir mülakat için uygunum.
German: verheiratet Turkish: Evli
German: UK name for education between the ages of seven and ten Turkish: weiterführende Schule
German: Führerschein Klasse... Turkish: ... tipi sürücü belgesi sahibi
German: Sehr geehrter Herr, Turkish: Sayın Yetkili,
German: Bezugnehmend auf Ihre Anzeige auf ... schreibe ich Ihnen... Turkish: ...'da yayımlanan ilanınıza binayen size yazıyorum.
German: Während meiner Zeit als... habe ich meine Kenntnisse in... verbessert / erweitert / vertieft. Turkish: ... olan zamanım boyunca, ... konusunda kendimi geliştirdim / ilerledim / genişlettim.
German: Zusätzlich zu meinen Verantwortlichkeiten als... habe ich auch Fähigkeiten in... erworben. Turkish: ... olarak sorumluluklarıma ilaveten ... becerilerimi de geliştirdim.
German: schlussfolgerndes Denken Turkish: Tümdengelim muhakemesi
German: Vielen Dank für Ihr Interesse. Ich würde mich sehr über die Gelegenheit freuen, Sie in einem persönlichen Gespräch davon zu überzeugen, dass ich der geeignete Kandidat für diese Position bin. Bitte kontaktieren Sie mich per... Turkish: İlginiz ve zamanınız için teşekkür ederim. Bu pozisyona neden uygun olduğumu sizinle kişisel olarak görüşmek için sabırsızlanıyorum.
German: An dieser Stelle möchte ich anmerken, dass ... ist und die Fähigkeit besitzt, ... . Turkish: Burada hemen bahsetmek isterim ki ..., ... yapma yeteneğine sahiptir.
German: Für weitere Fragen stehe ich Ihnen gerne zur Verfügung. Turkish: Sorularınız olursa memnuniyetle cevaplamaya hazırım.
German: Sehr geehrte Frau Schmidt, Turkish: Sayın Melek Hanım,
German: Würden Sie mir freundlicherweise … zusenden... Turkish: Rica etsem bana ...'ı gönderebilir misiniz?
German: Ich freue mich darauf, diesen Sachverhalt mit Ihnen zu besprechen. Turkish: Bu konuyu sizinle görüşmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
German: Als empirisches Phänomen ist ... wiederholt beobachtet worden. Turkish: Deneysel bir fenomen olarak, ... tekrar tekrar gözlendi.
German: Zwei kurze Beispiele können dabei helfen, das Konzept zu verdeutlichen. Turkish: İki kısa örnek bu konsepti daha net anlamamıza yardım edebilir.
German: Seine / ihre außergewöhnliche Fähigkeit, ... , war von großem Wert. Turkish: ... onun sıradışı özelliğidir.
German: Für weitere Informationen stehe ich Ihnen gerne per Brief / Email zur Verfügung. Turkish: Sorularınız olursa memnuniyetle e-posta veya mektup yoluyla cevaplamaya hazırım.
German: Lieber Herr Schmidt, Turkish: Sayın Ahmet Turgan,
German: Sie werden dringlichst gebeten, ... Turkish: Acil olarak ... yapmanız rica olunur.
German: Falls Sie weitere Informationen benötigen... Turkish: Daha fazla bilgi isterseniz ...
German: Vor diesem Hintergrund beschäftigt sich diese Arbeit mit folgender zentraler Fragestellung: ... Turkish: Bu genel bilginin aksine, bu çalışmayı tetikleyen asıl soru: ...
German: Es ist wichtig zu betonen, dass... Turkish: Şunu vurgulamak önemlidir ki ...
German: Wir schreiben Ihnen bezüglich... Turkish: ... konusuyla ilgili olarak size yazıyoruz.
German: Wie lautet Ihr aktueller Listenpreis für... Turkish: ... için şu anki liste fiyatınız nedir?
German: Bitte kontaktieren Sie mich. Meine Telefonnummer ist... Turkish: Lütfen benimle irtibata geçin - telefon numaram ...
German: Die Autoren neuerer Studien haben festgestellt, dass... Turkish: Bu konu hakkında yapılan son çalışmalar şunu söyledi: ...
German: Abschließend möchten wir unsere Definition von ... erläutern Turkish: Sonuç olarak, ... tanımımızı netleştirmeliyiz.
German: Ich stehe sehr gerne als Referenz für ... zur Verfügung. Turkish: ... için referans olmak benim için büyük bir mutluluk.
German: Diese Erklärungen haben ihren Ursprung in... Turkish: Bu açıklamaların temelinin ...'den geldiğini düşünebiliriz.
German: Lieber Johann, Turkish: Sevgili Ali,
German: Wir wären Ihnen dankbar, wenn... Turkish: Çok memnun olurduk eğer ...
German: Wir schätzen Sie als Kunde. Turkish: Sizinle iş yaptığımız için mutluyuz.
German: Diese Untersuchung erforscht die Ursachen für... Turkish: Bu araştırma ...'ın nedenlerini açığa çıkartıyor.
German: Unsere Aufmerksamkeit gilt... Turkish: Bizim odaklandığımız nokta ...
German: Wir schreiben Ihnen in Zusammenhang mit... Turkish: ... konusuyla bağlantılı olarak size yazıyoruz.
German: Wir sind an ... interessiert und würden gerne wissen, ... Turkish: ... ile ilgileniyoruz ve ...'ı bilmek isterdik.
German: Ich würde mich freuen, bald von Ihnen zu hören. Turkish: En kısa zamanda sizden haber almak dileğiyle.
German: Unsere Intention ist, ... Turkish: Amacımız ...
German: Damit meinen wir... Turkish: Demek istediğimiz şu ki ...
German: Bezug nehmend auf... Turkish: ...'e istinaden
German: Wir haben Ihrer Werbung entnommen, dass Sie ... herstellen... Turkish: Reklamınızdan anladığımız kadarıyla ... üretiyorsunuz.
German: Mit freundlichen Grüßen Turkish: Saygılarımızla,
German: Mit Hilfe der empirischen Untersuchung von ... wollen wir einen Beitrag für ein umfassenderes Verständnis von ... leisten. Turkish: ...'ı deneysel olarak tetkik ederek umuyoruz ki ... konusunda daha kapsamlı bir bilgi bütünü üretebilmişizdir.
German: Dazu liegen mehrere Erklärungsansätze vor. Turkish: Birçok farklı açıklama sunuldu.
German: In Bezug auf... Turkish: ...'e atfen
German: Wir beabsichtigen... Turkish: Bizim niyetimiz şudur ki ...
German: Mit freundlichen Grüßen Turkish: Saygılarımla,
German: Ich schreibe Ihnen, um mich nach ... zu erkundigen... Turkish: ... hakkında bilgi edinmek için yazıyorum.
German: Wir haben Ihr Angebot sorgfältig geprüft und… Turkish: Teklifinizi dikkatlice inceledik ve ...
German: Hochachtungsvoll Turkish: Saygılar,
German: In Anlehnung an ... haben Wissenschaftler dargelegt, dass... Turkish: Takip eden ... konusunda uzmanlar ...'ı tartıştılar.
German: Diese Erklärungen ergänzen einander und helfen somit, das Phänomen von ... zu erläutern. Turkish: Açıklamalar birbirini tamamlıyor ve ... fenomenini açıklamamıza katkı sağlıyor.
German: Leider müssen wir Ihnen mitteilen, dass… Turkish: Üzgünüz ki ...
German: Herzliche Grüße Turkish: Saygılarımla,
German: Grüße Turkish: Saygılar,
German: Ich würde gerne ... im Namen von ... reservieren. Turkish: ... adına ...'ı rezerve etmek istiyordum.
German: Direktor Technik Turkish: Teknik Direktör / IT Direktörü
German: Sehr geehrte Frau Schmidt, Turkish: Sayın Fulya Hanım,
German: Würden Sie mir freundlicherweise … zusenden... Turkish: Lütfen bana ...'ı gönderebilir misiniz?
German: Herzlichen Glückwunsch zur Verlobung! Habt Ihr schon entschieden, wann die Hochzeit stattfinden wird? Turkish: Nişanınız için tebrikler. Büyük güne karar verdiniz mi?
German: Herzlichen Glückwunsch zur Porzellanhochzeit! Turkish: Porselen Evlilik Yıldönümünüz için tebrikler!
German: An die glückliche Mutter. Herzliche Grüße an Dich und Deinen Sohn/Deine Tochter. Turkish: Yeni anne için. En iyi dileklerimiz seninle ve kızınla/oğlunla.
German: Frohe Weihnachten und einen guten Rutsch ins neue Jahr! Turkish: Mutlu Noeller ve mutlu bir yeni yıl dileğiyle!
German: Guten Abend! Turkish: İyi Akşamlar!
German: Wir bräuchten außerdem folgende Ausstattung und Dienstleistungen: Turkish: Ayrıca şu ekipmanlara ve hizmetlere ihtiyaç duyuyoruz:
German: Dieses Auto ist Schrott! Turkish: Bu araba döküntü!
German: Kann ich den Beleg haben, bitte? Turkish: Fiş alabilir miyim lütfen?
German: Es ist zu klein. Turkish: O çok küçük.
German: Ich hätte gern ein(e) _[Getränk]_, bitte. Turkish: _[içecek]_ almak istiyorum lütfen.
German: Ich möchte gern _[Gericht]_ bestellen. Turkish: _[tabak]_ sipariş vermek istiyorum lütfen.
German: Ich hätte gern ___, bitte. Turkish: Biraz __ almak istiyorum lütfen.
German: Das ist nicht ordentlich durch. Turkish: Bu iyi pişmemiş.
German: Milch/Laktose/Milchprodukte Turkish: süt/laktoz/süt ürünleri
German: Sehr geehrte Damen und Herren, Turkish: Sayın Yetkili,
German: Mein Fachgebiet ist... Turkish: Uzmanlık alanım dahilinde ...
German: schlussfolgerndes Denken Turkish: Tümdengelim muhakemesi
German: Vielen Dank für Ihr Interesse. Ich würde mich sehr über die Gelegenheit freuen, Sie in einem persönlichen Gespräch davon zu überzeugen, dass ich der geeignete Kandidat für diese Position bin. Bitte kontaktieren Sie mich per... Turkish: İlginiz ve zamanınız için teşekkür ederim. Bu pozisyona neden uygun olduğumu sizinle kişisel olarak görüşmek için sabırsızlanıyorum.
German: verwitwet Turkish: Dul
German: Oberstufenkolleg Turkish: Kolej
German: logisches Denken Turkish: Mantıklı düşünebilme
German: Sehr geehrte Frau, Turkish: Sayın Yetkili,
German: Bezugnehmend auf Ihre Anzeige in ... vom... Turkish: ... tarihli ...'daki ilanınıza binayen yazıyorum.
German: Mein Fachgebiet ist... Turkish: Uzmanlık alanım dahilinde ...
German: Mit großem Interesse habe ich Ihre Anzeige für die Position eines erfahrenen ... in der Ausgabe ... vom ... gelesen. Turkish: ... dergisinin ... nolu baskısı ... nolu sayısında iş ilanınızı gördüm ve büyük bir ilgiyle okudum.
German: Die Bedienung ist eine Katastrophe! Turkish: Hizmet berbat!
German: Kann ich bitte eine Tüte haben? Turkish: Bir poşet alabilir miyim lütfen?
German: Es ist zu groß. Turkish: O çok büyük.
German: ein Wasser mit Kohlensäure Turkish: bir maden suyu
German: Wir würden gern Vorspeisen bestellen, bitte. Turkish: İştah açıcılardan sipariş vermek istiyoruz lütfen.
German: Eis Turkish: dondurma
German: Das ist zerkocht. Turkish: Bu fazla pişmiş.
German: Gluten Turkish: gluten
German: Ich möchte das gerne umtauschen. Turkish: Bunu geri vermek istiyorum.
German: Während meiner Arbeit bei... bin ich in ... sehr sachkundig geworden... Turkish: ...'de çalışırken ... konusunda oldukça uzmanlık kazandım.
German: logisches Denken Turkish: Mantıklı düşünebilme
German: Mit freundlichen Grüßen Turkish: Saygılarımla,
German: Adresse Turkish: Adres
German: UK name for education between the ages of sixteen and eighteen Turkish: Universität
German: Er / sie hat in ... stets eine aktive Rolle eingenommen. Turkish: O ...'da her zaman aktif rol alır.
German: Leiter Forschung und Entwicklung Turkish: Arge Müdürü
German: Lieber Herr Schmidt, Turkish: Sayın Ahmet Türkal,
German: Sie werden dringlichst gebeten... Turkish: Acilen ... yapmanız rica olunur.
German: Herzlichen Glückwunsch zur Silberhochzeit! Turkish: Gümüş Evlilik Yıldönümünüz için tebrikler!
German: Herzlichen Glückwunsch zur Geburt Eures süßen kleinen Jungen/Mädchens! Turkish: Yeni üyeniz olan kızınız/oğlunuz için sizi tebrik ederiz!
German: Frohe Ostern! Turkish: Mutlu Paskalyalar!
German: Gute Nacht! Turkish: İyi Geceler!
German: Das ist eine totale Abzocke! Turkish: Bu tamamen bir soygun!
German: Steht mir das? Turkish: Bu bende güzel duruyor mu?
German: ein stilles Wasser Turkish: bir normal su
German: Salat Turkish: salata
German: Kuchen Turkish: pasta
German: Das habe ich nicht bestellt, Ich habe ___ bestellt. Turkish: Bunu sipariş vermedim, __ sipariş verdim.
German: Soja Turkish: soy
German: Du verstehst einen Dreck davon! Turkish: Bir bok bilmiyorsun!
German: Auch in stressigen Situationen vernachlässige ich nicht Sorgfalt und Genauigkeit. Daher wäre ich besonders geeignet für die Anforderungen als... Turkish: Çok kısıtlı bir zamanda çalışırken bile net sonuç odaklılığını elden bırakmamamın yanında, ... için özel olarak çok uygun olduğumu belirtmek isterim.
German: analytische Fähigkeiten Turkish: Analitik düşünce
German: Mit freundlichen Grüßen Turkish: Tüm içtenliğimle,
German: Telefon Turkish: Telefon
German: Er / sie hält sich stets an Terminabsprachen. Wenn er / sie ein Anliegen oder eine Rückfrage zu einer Aufgabe hat, spricht er / sie dies klar und deutlich an, und gibt damit anderen eine Stimme, die zwar ähnlich empfinden, dies aber nicht sagen können oder wollen. Turkish: İşini her zaman planlanan zamana göre bitirir. Bir sorun olduğunda fikirlerini / sorularını açıkça ortaya koyar ve başkalarının hissedip de dile getirmedikleri sorunları direkt olarak dile getirir.
German: Produktionsleiter Turkish: Üretim Direktörü
German: Lieber Johann, Turkish: Sevgili Can,
German: Wir wären Ihnen dankbar, wenn... Turkish: Çok memnun olurduk eğer ...
German: Herzlichen Glückwunsch zur Rubinhochzeit! Turkish: Yakut Evlilik Yıldönümünüz için tebrikler!
German: An die stolzen Eltern von... . Ich gratuliere zu Eurem Neuankömmling. Ich bin sicher, dass Ihr wundervolle Eltern sein werdet. Turkish: ...'ın gururlu anne-babasına. Yeni üyeniz için tebrikler. Eminim ki ona çok iyi birer anne-baba olacaksınız.
German: Frohes Erntedankfest! Turkish: Mutlu Şükran Günleri!
German: Wie geht es Dir? Turkish: Nasılsın?
German: Verpiss dich! Turkish: Siktir git!
German: Lass uns das draußen regeln! Turkish: Hadi bunu dışarda halledelim!
German: Du bist ein Idiot! Turkish: Sen aptal bir moronsun!
German: ein Bier Turkish: bir bira
German: Suppe Turkish: çorba
German: Schokolade Turkish: çikolata
German: Dieser Wein ist verkorkt. Turkish: Bu şarap mantarın kokusuyla bozulmuş.
German: Hülsenfrüchte/Bohnen/Erbsen/Mais Turkish: kurubaklagiller/fasulye/bezelye/mısır
German: Auch unter Belastung behalte ich hohe Qualitätsstandards bei. Turkish: Baskı altındayken bile yüksek iş kalitesi standartlarını koruyabilirim.
German: hohe soziale Kompetenz Turkish: İyi kişilerarası ilişki becerisi
German: Hochachtungsvoll Turkish: Saygılarımla,
German: Email Turkish: E-Posta
German: Salz Turkish: tuz
German: Werksleiter Turkish: Fabrika Müdürü
German: Wir schreiben Ihnen bezüglich... Turkish: ... konuda size yazıyoruz.
German: Wie lautet Ihr aktueller Listenpreis für... Turkish: ... için şu anki liste fiyatınız nedir?
German: Herzlichen Glückwunsch zur Perlenhochzeit! Turkish: İnci Evlilik Yıldönümünüz için tebrikler!
German: Nudeln Turkish: makarna
German: Frohes neues Jahr! Turkish: Mutlu Yıllar!
German: Gut, danke. Turkish: İyiyim, teşekkür ederim.
German: Fisch Turkish: balık
German: Wir schreiben Ihnen in Zusammenhang mit... Turkish: ... ile bağlantılı olarak size yazıyoruz.
German: Wir sind an ... interessiert und würden gerne wissen, ... Turkish: ... ile ilgileniyoruz ve ... ilgili şunları bilmek isterdik.
German: Herzlichen Glückwunsch zur Leinwandhochzeit! Turkish: Mercan Evlilik Yıldönümünüz için tebrikler!
German: Frohe Feiertage! Turkish: İyi Tatiller!
German: Wie heißt du? Turkish: Adın ne?
German: Bezug nehmend auf... Turkish: ...'e istinaden
German: Wir haben Ihrer Werbung entnommen, dass Sie ... herstellen... Turkish: Reklamınızdan anladığımız kadarıyla ... üretiyorsunuz.
German: Herzlichen Glückwunsch zur Goldenen Hochzeit! Turkish: Altın Evlilik Yıldönümünüz için tebrikler!
German: Frohe Chanukka! Turkish: Mutlu Hanukkah!
German: Mein Name ist___. Turkish: Benim adım _.
German: In Bezug auf... Turkish: ...'e atfen
German: Wir beabsichtigen... Turkish: Niyetimiz şu ki ...
German: Herzlichen Glückwunsch zur Diamantenen Hochzeit! Turkish: Elmas Evlilik Yıldönümünüz için tebrikler!
German: Frohes Diwali! Möge dieses Diwali so leuchtend wie immer sein. Turkish: Size mutlu bir Diwali diliyoruz. Umarız bu gün diğer günlerin hepsinden daha aydınlık olur.
German: Woher kommst Du? Turkish: Nerelisin?
German: Ich schreibe Ihnen, um mich nach ... zu erkundigen... Turkish: ... hakkında bilgi edinmek için yazıyorum.
German: Wir haben Ihr Angebot sorgfältig geprüft und… Turkish: Teklifinizi dikkatlice inceledik ve ...
German: Wie alt bist du? Turkish: Kaç yaşındasın?
German: Ich schreibe Ihnen im Namen von... Turkish: ... adına size yazıyorum.
German: Ich bin aus___. Turkish: Ben _lıyım.
German: Ihr Unternehmen wurde mir von ... sehr empfohlen... Turkish: Şirketiniz ... tarafından sıkça tavsiye edildi.
German: Ich bin___Jahre alt. Turkish: Ben _ yaşındayım.
German: Ja Turkish: Evet
German: Nein Turkish: Hayır
German: Bitte Turkish: Lütfen
German: Deshekür Turkish: Danke
German: Bitteschön! Turkish: Buradan gidin!
German: eine Flasche Wein Turkish: bir şişe şarap
German: Fleisch Turkish: et
German: Kekse Turkish: çörek
German: Wir haben vor mehr als dreißig Minuten bestellt. Turkish: Otuz dakikadan daha fazla süre önce sipariş verdik.
German: Pilze Turkish: mantar
German: Somit würde sich für mich die Gelegenheit ergeben, meine Interessen mit dieser Position zu verknüpfen. Turkish: Bu pozisyondaki işim ile bu konudaki özel ilgimi birleştirmiş olacağım bu şekilde.
German: Verhandlungsgeschick Turkish: Anlaşma becerisi
German: Herzliche Grüße Turkish: Saygılar,
German: Website Turkish: Web sitesi
German: einen Kaffee Turkish: bir kahve
German: Schwein Turkish: domuz eti
German: Guten Appetit! Turkish: Afiyet olsun!
German: Dieses Getränk ist nicht kalt. Turkish: Bu içecek soğuk değil.
German: Frucht/Kiwi/Kokosnuss Turkish: meyva/kiwi/hindistan cevizi
German: Ich interessiere mich ganz besonders für diese Stelle und würde mich sehr über die Gelegenheit freuen, in der Zusammenarbeit mit Ihnen mein Wissen zu erweitern. Turkish: ... ile ilgili özel bir ilgim var ve eğer sizinle çalışma şansım / fırsatım olursa çok minnettar kalırdım.
German: Präsentationsfähigkeiten Turkish: Sunum becerisi
German: einen Tee Turkish: birçay
German: Rind Turkish: dana
German: Mein Getränk schmeckt komisch. Turkish: İçeceğimin tadı bir garip.
German: Schnittlauch/Zwiebeln/Knoblauch Turkish: frenk soğanı/soğan/sarımsak
German: Wie Sie meinem beigefügten Lebenslauf entnehmen können, entsprechen meine Erfahrung und meine Qualifikationen den Anforderungen dieser Position. Turkish: Özgeçmişimden de görebileceğiniz gibi tecrübelerim ve kualifikasyonlarım bu pozisyon için çok uygun.
German: Ich habe mein Getränk ohne Eis bestellt. Turkish: İçeceğimi buzsuz sipariş etmiştim.
German: Alkohol Turkish: alkol
German: Meine derzeitige Position als... bietet mir die Gelegenheit, in einem anspruchsvollen Umfeld zu arbeiten, wo die enge Zusammenarbeit mit meinen Kollegen unverzichtbar ist, um vereinbarte Fristen einzuhalten. Turkish: ... olarak ...'daki şu anki pozisyonum bana yüksek baskıyla, takım ruhu içinde çalışmayı öğretti, iş arkadaşlarımla yakın mesafede çalışmanın işleri yetiştirmek açısından önemini kavrattı.
German: Ich trinke keinen Alkohol. Ist da Alkohol drin? Turkish: Teşekkür ederim.
German: Hühnchen Turkish: tavuk
German: Es fehlt noch ein Gericht. Turkish: Bir tabak eksik.
German: Zusätzlich zu meinen Verantwortlichkeiten als... habe ich auch Fähigkeiten in... erworben. Turkish: ... olarak sorumluluklarıma ilaveten ... becerilerimi de geliştirdim.
German: Ich hätte mein Fleisch gern roh/medium/durch. Turkish: Etimi az/orta/çok pişmiş istiyorum.
German: Das ist nicht sauber. Turkish: Bu temiz değil.
German: Fischgerichte Turkish: deniz ürünü
German: Ich habe ... zuerst in ... kennengelernt, als er ... beitrat... Turkish: ... ile ilk kez ...'ya katıldığında ...'da çalıştım.
German: Ich freue mich darauf, diesen Sachverhalt mit Ihnen zu besprechen. Turkish: Bu konuyu sizinle tartışmak için sabırsızlanıyorum.
German: Falls Sie weitere Informationen benötigen... Turkish: Daha bilgi isterseniz ...
German: Wir schätzen Sie als Kunde. Turkish: Yaptığınız işi takdir ediyoruz.
German: Bitte kontaktieren Sie mich. Meine Telefonnummer ist... Turkish: Lütfen benimle iletişime geçin - direkt telefon numaram ...
German: Ich würde mich freuen, bald von Ihnen zu hören. Turkish: En yakın zamanda sizden haber almayı bekliyorum.
German: Mit freundlichen Grüßen Turkish: Saygılarımla,
German: Mit freundlichen Grüßen Turkish: Saygılarımızla,
German: Anschlagnocke Turkish: Kam / stop kamı
German: abrufen Turkish: almak
German: Abtrieb Turkish: çıkış; tahrik
German: Allokation / allocation Turkish: alokasyon (girdi + üretim + çıktı sürecinin bütünü)
German: Anforderung Turkish: komut
German: Anlegedruck Turkish: frenleme basıncı
German: Außenlangträger Turkish: Kaldırma Kirişi
German: Auffahrrampen Turkish: Araç rampası
German: aufgerundet auf eine Nachkommastelle Turkish: virgülden sonrasına kadar yuvarlatılımış
German: Auflagekontrolle Turkish: Oturma kontrolü
German: Aufmass Turkish: metraj
German: Ausklinkung Turkish: kertik
German: Autohaus Turkish: oto galerisi
German: überlappend Turkish: basamaklayarak
German: Überflurausführung mit Rampenverankerungen Turkish: Rampa sabitlemeli zemin üstü tipi
German: Bügelverschluss Turkish: Sallanır kapak
German: Bediengerät Turkish: kullanım / kullanma cihazı
German: Begleitheizung Turkish: ısıtıcı bant
German: Berufsgenossenschaft für Fahrzeughaltungen Turkish: Motorlu Taşıt İşçileri Sendikası
German: bestätigt uns Turkish: bizi doğruluyor
German: Bohrkern Turkish: karot
German: Brüstung Turkish: Parapet duvar
German: Cinch Turkish: cinch
German: dehydration Turkish: suyunu alma; dehidrasyon
German: Die Sitzgestelle der beiden vorderen Sitze zeigen erhöhtes Spiel. Turkish: Öndeki iki koltuğun bağlantı raylarında fazla boşluk görülüyor.
German: Dornmaß Turkish: Kilit merkez uzaklığı
German: Drehpfannenquerträger Turkish: demir yolu döner platform kirişi
German: Drosselklappenantrieb Turkish: Gaz kelebeği tahriki
German: Durchlader Turkish: Çift taraflı asansör
German: Ein- und Anbauten Turkish: iç ve ek parçalar
German: Einführung Turkish: Giriş
German: Einzelunternehmen Turkish: tek işletme
German: Einziehung Turkish: itfa
German: Fachgeschäft Turkish: Yetkili satıcı
German: Flächenbezogene Masse Turkish: Birim alan kütlesi
German: Flügelzellenpumpe Turkish: kanatlı pompa (veya paletli pompa)
German: flexibler Wasserschlauch Turkish: esnek (su) hortum(u)
German: fliehkraftneutrale Kugelhebel Turkish: Merkezkaç kuvveti etkisine maruz kalmayan (kam kontrollü) toplu kol/bilyeli kol
German: Fluidschrank Turkish: Akışkan dolabı
German: Freistellungsauftrag Turkish: sermaye geliri vergi muafiyet talebi
German: Fritte Turkish: fritta
German: Gaswärmeerzeuger Turkish: doğalgazlı ısıtma/kalorifer cihazı
German: Gebindeinhalt Turkish: bkz.
German: Gefahrenzulage Turkish: risk teminatı
German: Gehäuse Turkish: Kasa
German: Geleseeinrichtung/Geleseriet Turkish: (dokuma tezgahında iplik) toplama düzeneği / toplama tarağı
German: Geräuschkapselungen Turkish: Ses yalıtım kapakları
German: Geschäftsführer Turkish: genel müdür
German: Gestaltfestigkeit Turkish: formunu/şeklini koruma dayanıklılığı
German: Gleichfasenring mit Schlauchfeder Turkish: Çift pahlı spiral yaylı yağ kontrol segmanı
German: GmbH Turkish: Ltd. Şti.
German: Gutschrift Turkish: Matlup
German: Hamule senedi Turkish: Frachtbrief
German: Heftnagel Turkish: u çivi veya u çivisi
German: in voller Höhe aufgebracht Turkish: tam yükle uygulamak
German: indizierte Wirkungsgrad Turkish: nazari verim
German: Insichgeschäft Turkish: kendi yararına işlem yapmak
German: Ist und Soll Turkish: güncel değer ve hedef değer
German: Jahreswagen Turkish: bir yaşını doldurmamış otomobiller
German: Jolodaschienen Turkish: Joloda kızağı (joloda rayları)
German: keine Angabe Turkish: Veri yok
German: Kennwert Turkish: karakteristik değer
German: Keramikhonung Turkish: Seramik honlama
German: Kernbohrung Turkish: karotlu sondaj
German: kernsandbefüllte Schalthebel Turkish: içi kum dolu vites kolu
German: Klickverschluss Turkish: Klipsli kilit
German: Klinke Turkish: Jak
German: Konstitution Turkish: anayasa; yapı; bünye; teşekkül; oluşum
German: Konstitutions-Balkengraph Turkish: bargraph durum göstergesi
German: Konto ins minus belasten Turkish: hesabın borçlandırılması
German: Kopfstück Turkish: başlık parçası
German: Kreuzscheibe (im Lenkhelfpumpe-Antrieb) Turkish: çapraz bağlama pulu
German: Kupplungshöhe Turkish: Beşinci teker yüksekliği
German: Lagerbund Turkish: yatak kovanı
German: Laugenbehälter Turkish: yıkama kazanı
German: Leitungsverzug Turkish: dirsek borusu
German: Lenk-Bowdenzüge Turkish: direksiyon kumanda telleri
German: Lenkung Turkish: direksiyon
German: Lieferung und Versand Turkish: Teslimat ve Kargo
German: Liquiditätsfalle Turkish: likidite tuzağı
German: Lohnstreifen Turkish: ücret pusulası
German: made in Germany Turkish: Alman yapımı
German: mangeln Turkish: merdaneden geçirmek
German: Markt-Diskontsatz Turkish: Piyasa iskonto oranı
German: Marktsegment Turkish: pazar segmenti
German: Mass -Fase (A) Turkish: Pah ölçüsü
German: Messgitter Turkish: ızgara çizgileri
German: Mittelverbinder Turkish: orta bağlantı (rakor)
German: Nachalarmzeit Turkish: alarm sonrası süresi
German: Nachführung Turkish: tanıtım / prezantasyon tekrarı
German: Naturalrestutierten Turkish: zarardan önceki hale getirilmiş (mal)
German: Prokura Turkish: ticari temsil/mümessiller
German: Prozessbildverarbeitung Turkish: Yenileme kipi işlemi /yenileme modu işlemi
German: Quellenbesteuerung Turkish: Stopaj
German: Rammträger Turkish: saplama kiriş
German: rasterleuchte Turkish: ızgaralı lamba
German: Ratschenverschluss Turkish: Gerdirmeli kayış
German: Rückbau Turkish: Yeniden inşa
German: Rechen schwenken Turkish: ızgarayı/tarağı çevirin/döndürün
German: Reißkraft und Dehnung Turkish: Yırtılma mukavemeti ve esneme kabiliyeti
German: Restdehnungen Turkish: artık gerilmeler
German: Rohbilanz Turkish: mizan
German: Rollenbremsprüfstand Turkish: Döner silindirli fren test düzeni
German: Rollenpumpe Turkish: roller pompa
German: Rollensatz Turkish: Silindir takımı
German: Rosette Turkish: rozet (analizi)
German: Sattelvormaß Turkish: Beşinci Teker Konumu
German: Schaltschrank Turkish: Şalter dolabı
German: Schraubklingen Turkish: Tornavida ucu
German: Simulation außergewöhnlicher Belastungen Turkish: sıra dışı yük uygulama simülasyonu
German: Skisack Turkish: kayak torbası
German: Sonderausgabenabzug Turkish: (vergide) özel gider indirimi
German: Spannfinger Turkish: Tutma parmağı / tutucu parmak
German: Spannfutter Turkish: Torna aynası
German: Spannmittel Turkish: Bağlama araçları
German: Spenglerlauf Turkish: çatı olukçusu yolu
German: Stammeinlage Turkish: sermaye yatırımı, sermaye payı
German: Stoßzuschlag Turkish: çarpma faktörü/katsayısı
German: Stoff/Zubereitungs- und Firmenbezeichner Turkish: Madde/Üretim ve Üretim Yeri Bilgileri
German: Strang Turkish: (sıcak veya soğuk) boru hattı / tesisat, sıkıştırma
German: Strangabmessung Turkish: sürekli döküm boyutu/ölçüsü (ağız)
German: strukturierte Außenwand Turkish: tekstürlü / desenli duvar
German: Summenstörung Turkish: sesli arıza bildirimi/sinyali
German: Symbolleiste Turkish: araç çubuğu
German: Tellerschleifer Turkish: disk zımpara makinesi
German: Totmannschaltung Turkish: Acil durum devre kesici
German: Trennschaltverstärker Turkish: anahtarlama yükselteci
German: Triebfahrwerk Turkish: Tahrikli/Motorlu Boji
German: Trittstufeneinsatz Turkish: kapı basamağı kaplaması
German: Umlenkschlaufe Turkish: Sabitleme halkası
German: Umreihung Turkish: düzenlerinin/sıralarının değiştirilmesi
German: Unterdeckbahnen und Unterspannbahnen für Dachdeckungen / für Wände Turkish: Çatı kaplamaları / duvarlar için zemin folyosu
German: Untergurt Turkish: alt başlık
German: Verbau Turkish: iksa
German: Verbund-Schleuderguss Turkish: kompozit savurma döküm
German: Verd. Arbeiten Turkish: (Verdichtungs-)Arbeiten
German: verfahren Turkish: kullanım, kullanma
German: Versatz Turkish: sapma
German: Verwindesteifigkeit Turkish: Burulma Dayanımı
German: Vollstange Turkish: dolu çubuk
German: vorgegebenen Turkish: önceden belirlenen/saptanan
German: Vorgewende Turkish: traktörün veya zirai araçların tarlada dönüş yaptığı kenar şeridi
German: Vorschlagsmenge Turkish: tavsiye edilen miktar
German: Vorsorgevertrag Turkish: sigorta güvence sözleşmesi
German: Warenbegleitschein Turkish: İrsaliye (Sevk İrsaliyesi)
German: Werkstoffbezeichnung Turkish: malzeme tanımı
German: Zentralstecker Turkish: merkezi elektrik fişi
German: Zerspanbarkeit Turkish: talaşlı üretime yatkınlık
German: Zugangsdaten Turkish: Erişim bilgileri
German: Zuordnung der Fernbedienung Turkish: Uzaktan kumandanın düzenlenmesi
German: Zwickwalzengetriebe Turkish: sıkıştırma silindir(in) şanzımanı
German: Zwischenpodest Turkish: Merdiven ara basamağı / Orta sahanlık
German: ab Werk, Lager Turkish: Eski işyeri, depo
German: Abänderungen vorbehalten Turkish: Değişikliğe tabi
German: abdecken (=zudecken) Turkish: Örtülerle örtün
German: Abfahrt Turkish: Yelken (gidiş)
German: Abfahrtshafen Turkish: Yelken limanı
German: Abfertigung Turkish: Sevk
German: Abfertigungsart Turkish: Yönlendirme yöntemi
German: abgabenfrei Turkish: Vergi ücretsiz / gümrüksüz
German: abgabepflichtig Turkish: Vergilere / vergiye tabi yükümlülük
German: Abgang Versand) Turkish: Sevkıyat (sevkıyat)
German: Abgangsort (-station) Turkish: Sevkıyat yeri (istasyon)
German: Abholung der Güter Turkish: Malların toplanması
German: Abkommen Turkish: Anlaşma
German: Abladung, Ausladung Turkish: Boşaltma
German: Ablauf (Frist) Turkish: Son kullanma tarihi
German: Abmessungen Turkish: Boyutlar
German: Abruf Turkish: Aramayı yonlendir
German: Absender Turkish: Gönderen (gönderen)
German: Abwertung Turkish: devalüasyon
German: Abzug Turkish: Kesinti
German: Adresse Turkish: adres
German: ätzende Güter Turkish: Aşındırıcı (kostik) ürünler
German: Akkreditiv Turkish: akreditif
German: Akkreditiv, bestätigtes Turkish: Onaylanmış akreditif (onaylanmış kredi)
German: Akkreditiv, unwiderruflich Turkish: Geri verilebilir kredi
German: Akzept Turkish: kabul
German: Akzeptant Turkish: akseptör
German: Anbordlieferung Turkish: Teslimat fob = gemide ücretsiz
German: Angebot Turkish: teklif
German: Anhänger (Fahrzeug) Turkish: tanıtım videosu
German: Anhang Turkish: Ek
German: an Ihre Anschrift Turkish: Adresine
German: Ankunft Turkish: varış
German: Anlaufhafen Turkish: çağrı Limanı
German: Anschlußgleis Turkish: Demiryolu siding
German: Anzahlung Turkish: taksit
German: auf Abruf Turkish: telefonda
German: auf Kosten und Gefahr von Turkish: Hesaba ve riske
German: aufrecht stellen Turkish: Dik dur
German: Auftrag Turkish: sipariş
German: im Auftrag und für Rechnung von Turkish: Emir ile ve hesabına göre
German: Auftragsbestätigung Turkish: Sipariş onayı
German: Aufwertung Turkish: Yeniden değerleme
German: Ausfuhrgut Turkish: Ihracat malları
German: Ausfuhrvergütung Turkish: Ihracat prim
German: aushändigen, nur gegen Turkish: Sadece karşı teslim
German: Ausladung der Güter Turkish: Mal boşaltımı
German: Auslieferung Turkish: Teslimat
German: Auslieferungsnachweis Turkish: teslimat kanıtı
German: Außenmaße Turkish: Dış boyutlar
German: Aussteller (eines Wechels) Turkish: Bir değişimin çekmecesi
German: Ausstellungsgüter Turkish: Sergi eşyaları
German: auszuliefern nur gegen Übergabe des Frachtbriefdoppels Turkish: Sadece sevkıyat notunun kopyasına karşı teslim edilecek
German: Aval Wechselbürgschaft Turkish: Aval bir takas senetinin garantisi
German: Bagatellschaden Turkish: Küçük (küçük) hasar
German: Bahnhof Turkish: istasyon
German: Bahntransport Turkish: Demiryoluyla taşıma
German: Ballen Turkish: balya
German: Bandeisen Turkish: Kasnak demir
German: Bankakzept Turkish: Bankacılar kabulü
German: Bankbestätigung Turkish: Bankacılar ödeme belgesi
German: Bankbürgschaft Turkish: banka garantisi
German: Bankkonto Turkish: banka hesabı
German: Bankscheck Turkish: Bankacılar kontrol et
German: Bankspesen Turkish: banka masrafları
German: Barscheck Turkish: Açık çek
German: Barvorschuß (Spesen des Bankversenders) Turkish: Harcama (gönderenin ücretli)
German: bar zahlen Turkish: Nakit ödemek (nakit para)
German: Barzahlung Turkish: Nakit / nakit ödeme
German: Basisrate Turkish: Temel oran (mitunter: sabit oran)
German: Beanstandung Turkish: Itiraz
German: Bedingung Turkish: Koşul, şartlar
German: Beförderung Turkish: Nakliye
German: Beförderungsbedingungen Turkish: Taşıma koşulları
German: Beförderungskosten (-gebühren) Turkish: Nakliye ücretleri
German: Beförderungsmittel Turkish: Taşıma araçları / taşıma araçları
German: Beförderungsweg Turkish: Malların rotası
German: Befreiung (vom Zoll) Turkish: Muafiyet (görevden muafiyet)
German: Beglaubigung Turkish: Yasallaştırma
German: Begleitpapiere Turkish: Eşlik eden makaleler
German: Begünstigter Turkish: Yararlanıcı
German: Behälter Turkish: Konteyner
German: Beipack zu (beipacken) Turkish: a ekle ...
German: Beladefrist Turkish: Yükleme süresi (yükleme için izin verilen süre)
German: Beladegrenze Turkish: Maksimum yükleme
German: Gutschein Turkish: Kupon
German: Berichtigung Turkish: Düzeltme
German: Beschädigung Turkish: hasar
German: Bestimmungsbahnhof Turkish: Varış istasyonu
German: Bestimmungsort Turkish: Varış yeri
German: Betrag Turkish: Miktar
German: bezahlt Turkish: Ödenmiş
German: Bezeichnung des Gutes Turkish: Malların tarifi
German: Bezettelung Turkish: Çekilişci
German: Binnenschiff Turkish: Mavna, çakmak
German: Blankoindossament Turkish: Boş onay
German: Bord (an) Turkish: Tahta (açık)
German: Bordempfangsschein Turkish: Kurul makbuzu
German: Breite Turkish: Genişlik
German: Bruchgefahr Turkish: Kırılma riski
German: Bruttogewicht Turkish: Brüt ağırlık
German: Buchung (Frachtraum) Turkish: Boşluk rezervasyonu
German: Bürgschaft Turkish: Tahvil (kefalet; kefalet)
German: Buße (Strafe,Geld-) Turkish: Ceza cezası
German: Datum Turkish: Tarih
German: (an,auf) Deck (verladen) Turkish: Güverte
German: unter Deck Turkish: Güverte altında
German: decken (Versicherung) Turkish: Sigortayı kapsamaya
German: Devisen Turkish: Döviz
German: Diskont Turkish: indirim
German: Diskontsatz Turkish: indirim oranı
German: Dokumente gegen Zahlung Turkish: Ödeme karşılığı belgeler
German: Dokumentenakkreditiv Turkish: Belgesel kredi
German: Dose Turkish: teneke kutu
German: Duplikatfrachtbrief Turkish: Sevkıyat notunun kopyası
German: Durchfuhrgut Turkish: Transit mallar
German: Durchkonnossement Turkish: Konşimento yoluyla
German: Effektivgewicht Turkish: Gerçek ağırlık
German: Eigengewicht Turkish: dara
German: Eigentumsvorbehalt Turkish: Sahip haklarının rezervasyonları
German: Eilgut Turkish: Ifade etmek
German: Eimer Turkish: Kova
German: Einfuhr Turkish: ithalat
German: Einfuhrbewilligung Turkish: Ithalat lisansı
German: Einfuhumsatzsteuer Turkish: Ithalat ciro vergisi
German: Einfuhrzoll Turkish: ithalat vergisi
German: einkassieren Turkish: toplamak
German: Einladestelle Turkish: Yükleme yeri
German: Einladung (von Gütern) Turkish: Yükleniyor
German: Einlagerung Turkish: Depo
German: einschließlich (Versicherung) Turkish: Sigorta dahil
German: Einschreiben (eingeschrieben) Turkish: kayıtlı
German: Einwegbehälter Turkish: Tek yönlü palet konteyneri
German: Einzelheiten Turkish: ayrıntılar
German: Einzelpreis Turkish: birim fiyat
German: Einzug (Geld) Turkish: Toplamak
German: Eisentrommel Turkish: Demir tamburu
German: Empfänger Turkish: Alıcı
German: zu Lasten des Empfängers Turkish: Alıcılar hesabı için
German: Empfang (nahme) Turkish: resepsiyon
German: Empfangsbescheinigung Turkish: makbuz
German: Entladefrist Turkish: Boşaltma dönemi
German: Entladen, Endladung Turkish: Boşaltma
German: Entladestelle Turkish: Boşaltma yeri
German: Erfüllungsort Turkish: Yerine getirme yeri
German: Erhöhung Turkish: artırmak
German: Ermäßigung Turkish: Azaltma
German: Ersatz (-lieferung) Turkish: değiştirme
German: Etikett Turkish: etiket
German: EWG-Warenverkehrsbescheinigung Turkish: EEC dolaşım belgesi
German: Exemplar Turkish: Kopya
German: expedieren Turkish: Ileri
German: explosionsgefährliche Güter Turkish: Patlayıcılar
German: Exportgut Turkish: Ihracat malları
German: Exportpreis Turkish: Ihracat fiyatı
German: Expressgut Turkish: Parselleri ifade etmek
German: Extrarabatt Turkish: Özel indirim
German: ab Fabrik Turkish: Fabrika, fabrika, iş
German: Fabrikant (Hersteller) Turkish: üretici firma
German: Fabrikpreis Turkish: Fabrika fiyatı
German: Fährbootverkehr Turkish: Feribot trafiği
German: fällig bei Vorlage Turkish: Sunum nedeniyle vade
German: Fälligkeit Turkish: olgunluk
German: Faktura Turkish: Fatura (fatura)
German: Fakturenwert Turkish: fatura değeri
German: Faß (allgemein) Turkish: Fıçı
German: Fassungsvermögen Turkish: Hacim
German: Fehlfracht Turkish: Ölü yük
German: Fehlmenge Turkish: kıtlık
German: Festofferte Turkish: Firma teklifi
German: Feuchtigkeit Turkish: nem
German: Feuer Turkish: ateş
German: feuergefähliche Stoffe Turkish: Yanıcı ürünler
German: Flachwagen Turkish: Düz vagon
German: Flasche (große) Turkish: damacana
German: Flasche (klein) Turkish: şişe
German: Flughafen Turkish: havalimanı
German: FOB (Frei an Bord) Turkish: F.o.b. (gemide)
German: Fobkosten Turkish: Fob ücretleri
German: Formular Turkish: Biçim / boş
German: Frachtangebot Turkish: Kot
German: Frachtbuchung Turkish: Boşluk rezervasyonu
German: Frachtanteil Turkish: Yük oranı
German: Frachtbrief Turkish: Sevkıyat notu
German: Frachtbriefduplikat Turkish: Sevkıyat notunun kopyası
German: Frachterhöhung Turkish: Yük artışı
German: Frachtermäßigung Turkish: Yük azaltma
German: Frachterstattung (Eisenbahn) Turkish: Aşırı ücretlerin iadesi
German: frachtfrei Turkish: Navlun peşin ödenmiş
German: Frachtgut Turkish: Küçük vitesse
German: Frachtsatz Turkish: Navlun oranı
German: Frachtvorlage Turkish: Navlun ücretlerinin yükseltilmesi
German: Fracht zahlbar in ... Turkish: nakliye ödeme seçenekleri...
German: Frankaturvorschrift Turkish: Teslimat şartları
German: franko Turkish: Tüm masraflardan muaftır
German: franko bis ... Turkish: Ön ödemeli
German: franko Fracht und Zoll Turkish: Taşıma ücreti ve ön ödemeli
German: frei Ankuntswaggon Turkish: Ücretsiz gelen vagon
German: frei deutsche Grenze Turkish: Özgür Alman sınırı
German: frei Grenze, unverzollt Turkish: Mal tesliminde göndericimize ödeme yapılması
German: Zahlung an unseren Spediteur gegen Auslieferung der Ware Turkish: Malların sevkıyat için hazır olduğuna dair tavsiyede ödeme
German: Zahlung bei Anzeige der Versandbereitschaft Turkish: Siparişle ödeme
German: Zahlung bei Auftragserteilung Turkish: Fatura alındığında ödeme
German: Zahlung bei Erhalt der Rechnung Turkish: kapıda ödeme
German: Zahlung bei Lieferung der Ware Turkish: Banka havalesi ile ödeme
German: Zahlung durch Bankwechsel Turkish: 3 aylık taslak karşılığında ödeme
German: Zahlung gegen 3-Monats-Wechsel Turkish: 10 gün içinde ödeme =% 30 indirim, 30 gün içinde = net nakit
German: Zahlung innerhalb 10 Tagen=3% Skonto, innerhalb 30 Tagen= netto Turkish: vadeli ödeme
German: Zahlungsaufschub Turkish: Ödeme koşulları
German: Zahlungsbedingungen Turkish: ödeme belgesi
German: Zahlungsnachweis Turkish: Ödemeyi reddetme
German: Zahlungsverweigerung Turkish: Ödeme şekli
German: Zahlungsweise Turkish: Ertelenmiş indirim
German: Zeit-Rabatt Turkish: kırılgan
German: zerbrechlich Turkish: çekmek
German: ziehen (Tratte) Turkish: faiz
German: Zinsen Turkish: gümrük vergisi
German: Zollabgabe, Zoll Turkish: Gümrük işlemleri
German: Zollabfertigung Turkish: Antrepo
German: Zollager Turkish: Transit bağı, gümrük izni
German: Zollbegleitschein Turkish: Gümrük belgesi
German: Zollblei Turkish: Görev iadesi
German: Zollerstattung Turkish: Gümrük faturası
German: Zollfaktura Turkish: gümrüksüz satış
German: zollfrei Turkish: Gümrük özgürlüğü bölgesi
German: Zollfreilager Turkish: Gümrüklü mallar: tahvil
German: Zollgut Turkish: Gümrük evi mührü
German: Zollplombe Turkish: Gümrük makbuzu
German: Zollquittung Turkish: Görev oranı
German: Zollsatz Turkish: Gümrük tarifesi
German: Zolltarif Turkish: Tahvil
German: unter Zollverschluß Turkish: Dışa aktarmak için
German: zur Ausfuhr nach Turkish: Emrinde
German: zur Verfügung von Turkish: Teslimat
German: Zustellung Turkish: Ara depolama
German: Zwischenlagerung Turkish: Ücretsiz ev harçlığı ödenmiştir
German: frei Haus verzollt Turkish: Rıhtımda bedava
German: frei Kai Turkish: F.o.t. (Kamyonda serbest)
German: frei LKW Turkish: için. (Demiryolu üzerinde ücretsiz)
German: frei Waggon Turkish: Bildirimde bulunulmaksızın değişikliğe uğrayabilir
German: freibleibend Turkish: Serbest dolaşım
German: freier Verkehr (Zoll) Turkish: serbest bırakmak
German: Freigabe (einer Ware) Turkish: Antrepo
German: Freilager (zollfreies Lager) Turkish: Kaldırma kamyonu
German: Gabelstapler Turkish: garanti
German: Garantie Turkish: Garantisi olmaksızın
German: ohne Garantie für Turkish: Masraflar, ücretler, vade
German: Gebühren Turkish: kapalı vagon
German: gedeckter Waggon Turkish: risk
German: Gefahr Turkish: Risk transferi
German: Gefahrenübergang Turkish: Belgelere karşı
German: gegen Dokumente Turkish: Aksi kararlaştırılmadıkça
German: wenn nichts Gegenteiliges vereinbart ist Turkish: Eşdeğer, karşı değer
German: Gegenwert Turkish: Ceza / ceza
German: Geldstrafe Turkish: Doluluk dönemi
German: Geltungsdauer Turkish: Ortak hizmet
German: Gemeinschaftsdienst Turkish: Genel politika
German: Generalpolice Turkish: Bagaj / bagaj
German: Gepäck Turkish: Dava yeri
German: Gerichtsstand Turkish: ağırlık
German: Gewicht Turkish: Fiyatlandırmada Uygulanacak Ağırlık
German: frachtpflichtiges Gewicht Turkish: Gerçek ağırlık
German: wirkliches Gewicht Turkish: Ağırlık oranı
German: Gewichtsfracht Turkish: Ağırlık sınırı
German: Gewichtsgrenze Turkish: Kâr
German: Gewinn Turkish: kar ve zarar
German: Gewinn und Verlust Turkish: zehir
German: Gift Turkish: Iskelet kutusu-palett
German: Gitterboxpalette Turkish: Sınır
German: Grenze Turkish: Sınır gümrük işlemleri
German: Grenzzollabfertigung Turkish: Genel ortalama
German: große Havarie Turkish: Kadar geçerli
German: gültig bis ... Turkish: Geçerlik
German: Gültigskeitsdauer Turkish: mal
German: Güter Turkish: Aşındırıcı ürünler
German: ätzende Güter Turkish: Tehlikeli mallar
German: gefährliche Güter Turkish: Yanıcı ürünler
German: leichtentzündbare Güter Turkish: Hantal mallar
German: sperrige Güter Turkish: Kırılgan mallar
German: zerbrechliche Güter Turkish: Mal sevkiyatı
German: Güterabfertigung (= Abfertigung der Güter) Turkish: Eşyalar
German: Güterwagen Turkish: kapalı vagon
German: gedeckter Güterwagen Turkish: Açık vagon
German: offener Güterwagen (mit niedrigen oder hohen Wänden) Turkish: Lehine
German: (zu) Gunsten von Turkish: kredi
German: Gutschrift Turkish: kredi notu
German: Gutschriftanzeige Turkish: Güven içinde
German: zu getreuen Händen Turkish: Liman
German: Hafen Turkish: Liman ücretleri
German: Hafenangabe(n) Turkish: Liman otoritesi
German: Hafenbehörde Turkish: yükümlülük
German: Haftung Turkish: ticari fatura
German: Handelsfaktura Turkish: Ticaret Odası
German: Handelskammer Turkish: Ticari açıklama
German: handelsmäßige Bezeichnung Turkish: Kapıdan kapıya arabaya
German: Haus-Haus-Beförderung Turkish: Kapıdan kapıya
German: (von) Haus zu Haus Turkish: ortalama
German: Havarie Turkish: avarya dispeççisi
German: Havarie-Kommissar Turkish: Menşe
German: Herkunft, Ursprung Turkish: menşei ülke
German: Herkunftsland Turkish: üretici firma
German: Hersteller Turkish: Maksimum ağırlık
German: Höchstgewicht Turkish: yükseklik
German: Höhe Turkish: Mücbir sebep
German: höhere Gewalt Turkish: Mücbir sebep hariç
German: höhere Gewalt vorbehalten Turkish: ahşap kasa
German: Holzkiste Turkish: Piggy-back-trafik
German: Huckepack-Verkehr Turkish: Ithalatçılık
German: Importlizenz Turkish: Onaylamak
German: indossieren Turkish: Ciro
German: Indosso (Indossament) Turkish: Iç içe geçmiş
German: ineinandergesetzt Turkish: Içerik
German: Inhalt Turkish: Mal bildirimi
German: Inhaltsangabe Turkish: Toplamak
German: Inkasso Turkish: Toplama emri
German: Inkassoauftrag Turkish: dahil olmak üzere
German: inklusive Turkish: iç pazar
German: Inlandsmarkt Turkish: Iç ölçüm
German: Innenmaße Turkish: Uluslararası gümrük beyannamesi
German: Internationale Zollanmeldung Turkish: Hatalar ve eksiklikler hariç
German: Irrtümer und Auslassungen vorbehalten Turkish: Jüt torba
German: Jutesack Turkish: alıcı
German: Käufer Turkish: iskele
German: Kai Turkish: Rıhtım makbuzu
German: Kai-Empfangsschein Turkish: Iskele masrafları
German: Kaigebühren Turkish: Rıhtım kirası
German: Kailagergeld Turkish: Bidon
German: Kanister Turkish: Kutular
German: Kannen Turkish: karton kutu
German: Karton Turkish: belgelere karşı nakit
German: Kasse gegen Dokumente Turkish: alış fiyatı
German: Kaufpreis Turkish: Satış sözleşmesi
German: Kaufvertrag Turkish: Vaka
German: Kiste Turkish: Bagaj
German: Koffer Turkish: paket listesi
German: Kolliliste Turkish: Paket
German: Kollo Turkish: Kombine taşımacılık
German: kombinierter Verkehr Turkish: Komple yük
German: Komplettladung Turkish: Konferans gemisi
German: Konferenzschiff Turkish: Konşimento temiz
German: reines Konnossement Turkish: Sevkıyat malları
German: Konsignationsware Turkish: Konsolosluk faturası
German: Konsulatsfaktura Turkish: Konsolosluk masrafları
German: Konsulatsgebühren Turkish: Hesap
German: Konto Turkish: hesap bildirimi
German: Kontoauszug Turkish: Sözleşme oranı
German: Kontraktrate Turkish: nezaret
German: Kontrolle Turkish: Tartım terazisi
German: Kontrollverwiegung Turkish: Son yükleme rampası
German: Kopframpe (Stirnrampe) Turkish: Kopya
German: Kopie Turkish: Masraflar
German: Kosten Turkish: Masraf yok
German: ohne Kosten Turkish: Ücretsiz değiştirme
German: kostenlose Nachlieferung Turkish: kredi notu
German: Kreditnota Turkish: Metreküp
German: Kubikmeter Turkish: Buzdolabı konteyneri
German: Kühlcontainer Turkish: Buzdolabı yükleri
German: Kühlladung Turkish: Müşteri müşterisi
German: Kunde Turkish: dönüşüm oranı
German: Kurs (Währung) Turkish: Para birimi dalgalanması
German: Kursschwankung Turkish: Derrick
German: Ladebaum Turkish: yükleme kapasitesi
German: Ladefähigkeit Turkish: Yükleme yüksekliği
German: Ladehöhe Turkish: profil
German: Lademaß Turkish: Yükleme rıhtımı
German: Ladeplatz (für Schiffe) Turkish: Yükleme rampası
German: Laderampe Turkish: Kargo için kapanış
German: Ladeschluß Turkish: Tehlikeli yük
German: gefährliche Ladung Turkish: Yük eksikliği
German: Ladungsmangel Turkish: Uzunluk
German: Länge (eines Schiffes) Turkish: Uzunluk eklemeleri
German: Längenzuschläge Turkish: Birlikte ücretsiz teslim et
German: frei längsseite ... liefern Turkish: Depo (mağaza)
German: Lager, Lagerhaus Turkish: Depo masrafları
German: Lagergebühren / Lagergeld Turkish: Kira ücretsiz dönem
German: lagergeldfreie Frist Turkish: Genel depo
German: öffentliches Lagerhaus Turkish: depolama ücretleri
German: Lagerkosten Turkish: depolama
German: Lagerung Turkish: Yüzey taşımacılığı
German: Landtransporte Turkish: Kamyon kamyonu
German: Lastauto Turkish: Alıcının hesabı üzerinde
German: zu Lasten des Empfängers Turkish: karayolu taşımacılığı
German: Lastwagengüterverkehr / Lastwagentransport Turkish: Sandık
German: Lattenverschlag Turkish: Açık politika
German: laufende Police Turkish: bir konteynır dolusundan az
German: LCL Sammelgut Container Turkish: Boşaltmalar
German: Leergut Turkish: Kırılgan mallar
German: leichtzerbrechliche Güter Turkish: Rota detayı
German: Leitungsweg Turkish: Tedarikçi
German: Lieferant Turkish: Teslimat emri
German: Lieferschein Turkish: Teslimat
German: Lieferung Turkish: Gecikmiş teslimat
German: verspätete Lieferung Turkish: Teslimat şartları
German: Lieferungbedingung Turkish: Teslim etmeye hazır
German: lieferungsbereit Turkish: Tedarikçi
German: Lieferwerk Turkish: teslimat zamanı
German: Lieferzeit Turkish: yükleme ve boşaltma süresi
German: Liegetage Turkish: Gemici kap
German: Linienschiff Turkish: Kamyon / kamyon
German: LKW Turkish: deşarj
German: löschen (entladen) Turkish: Boşaltma masrafları
German: Löschkosten Turkish: Boşaltma rıhtımı
German: Löschplatz Turkish: Hava taşımacılığı
German: Luftfracht Turkish: Hava posta
German: Luftpost Turkish: Hatalı ambalaj
German: mangelhafte Verpackung Turkish: işaret
German: Marke Turkish: Markalama ürünleri
German: Markierung der Produkte Turkish: Piyasa durumu
German: Marktlage Turkish: Market fiyatı
German: Marktpreis Turkish: Dökme mallar
German: Massengüter Turkish: Hacim spesifikasyonu
German: Massliste (Liste der Kubikmaße) Turkish: Ek ücretler
German: Mehrkosten Turkish: Katma değer vergisi (V.A.T.)
German: Mehrwertssteuer Turkish: Varışta aply to
German: Meldeadresse Turkish: Miktar
German: Menge Turkish: Miktar indirim
German: Mengenrabatt Turkish: Adil mallar
German: Messegut Turkish: Minimum / maksimum
German: mindestens / höchstens Turkish: Minimum navlun
German: Minimalfracht Turkish: Mobilya sökücü
German: Möbelspediteur Turkish: Mobilya sökümü
German: Möbeltransport Turkish: örnek
German: Muster Turkish: Ticari değeri olmayan numune
German: Muster ohne Wert Turkish: Fiyat indirimi
German: Nachlaß (im Preis) Turkish: kapıda ödeme
German: Nachnahme Turkish: Teslimatta tahsil edilecek miktar
German: Nachnahmebetrag Turkish: Teslimatta tahsil edilecek tutardan ücret alınması
German: mit Nachnahme belastet Turkish: Morina. Sevkıyat
German: Nachnahmesendung Turkish: Muayene
German: Nachprüfung Turkish: Inşaat tadilatı
German: nachträgliche Verfügung Turkish: Ek sigorta
German: Nachversicherung Turkish: kanıt
German: Nachweis Turkish: Yeniden tartım
German: Nachwiegung Turkish: Nemden kaynaklanan hasar
German: Nässeschaden Turkish: Kısa mesafe trafiği
German: Nahverkehr Turkish: Yükleme düz faturası
German: Namenskonnossement Turkish: Ek ücretler
German: Nebengebühren Turkish: Pazarlık edilebilir
German: negoziabel, negoziierbar Turkish: Pazarlık edilemez
German: nicht negoziierbar (Konnossement) Turkish: ağ
German: netto Turkish: Net şartlar
German: Nettobedingungen Turkish: net ağırlık
German: Nettogewicht Turkish: net fiyat
German: Nettopreis Turkish: Bırakma
German: nicht stürzen! Turkish: Dik dur
German: nicht umlegen! Turkish: adres bildirin
German: Notadresse (auf Konnossement) Turkish: numara
German: Nummer Turkish: Taşıma kapasitesi
German: Nutzlast Turkish: Bu yüzü yukarı!
German: oben (auf Kisten) Turkish: Açık politika
German: offene Police Turkish: Paketten çıkarılan
German: ohne Verpackung Turkish: sırasına göre
German: Order (an O...von) Turkish: orijinal belgeler
German: Original-Dokumente Turkish: Konferans dışı gemi
German: Outsider (Schiff) Turkish: paket listesi
German: Packliste Turkish: Paket
German: Packstück Turkish: Küçük parsel
German: Päckchen Turkish: paket
German: Paket (Kollo) Turkish: Paletler
German: Paletten Turkish: Karton kutu
German: Pappkarton Turkish: Götürü güneş
German: Pauschalbetrag Turkish: tren ile
German: per Bahn Turkish: kamyonla
German: per LKW Turkish: Hava taşımacılığı ile
German: per Luftfracht Turkish: Gemi tarafından
German: per Schiff Turkish: sigorta poliçesi
German: Versicherungspolice Turkish: Ödenen posta
German: Porto bezahlt, portofrei Turkish: posta adresi
German: Postadresse Turkish: posta havalesi
German: Postanweisung Turkish: Posta makbuzu
German: Posteinlieferungsschein Turkish: Posta parseli
German: Postpaket Turkish: Postayla gönderilen mallar
German: Postsendung Turkish: ödül
German: Prämie Turkish: fiyat
German: Preis Turkish: fiyat listesi
German: Preisliste Turkish: Fiyat rezervasyonu
German: Preisvorbehalt Turkish: Deneme sırası
German: Probeauftrag Turkish: proforma fatura
German: Proforma-Rechnung Turkish: Uzatma
German: Prolongation Turkish: protesto
German: Protest Turkish: Kabul edilmeyen / olmayan ödeme protesto etmek
German: protestieren mangels Annahme (Zahlung) (Wechsel) Turkish: Dakika, rapor
German: Protokoll Turkish: Komisyon
German: Provision Turkish: kalite sertifikası
German: Qualitätsbescheinigung Turkish: makbuz
German: Quittung Turkish: alıntılamak
German: quotieren Turkish: indirim
German: Rabatt Turkish: Oran
German: Rate (Tarifrate) Turkish: Ödeme taksitleri
German: Ratenzahlung Turkish: ambar
German: Raum des Schiffes / Flugzeugs Turkish: Hacim
German: Rauminhalt (cbm) Turkish: fatura
German: Rechnung Turkish: fatura tutarı
German: Rechnungsbetrag Turkish: Fatura tarihi
German: Rechnungsdatum Turkish: Faturayı aldıktan sonra
German: (nach) Rechnungserhalt Turkish: her hakkı saklıdır
German: alle Rechte vorbehalten Turkish: gemiden gemiye aktarma
German: Reexpedition Turkish: Standart tarife
German: Regeltarif Turkish: Başvuru hakkı
German: Regreßrecht Turkish: net ağırlık
German: Reingewicht Turkish: Iddia etmek
German: Reklamation Turkish: şikayet
German: reklamieren (bei ... wegen) Turkish: Tamir masrafları
German: Reparaturkosten Turkish: malları iade etmek
German: Retourware Turkish: Ahlak belgesi
German: Revers (zum Erhalt reiner Konnossemente) Turkish: havale
German: Rimesse Turkish: Risk ve tehlike
German: Risiko und Gefahr Turkish: Brüt ağırlık
German: Rohgewicht Turkish: Kartograf
German: Rollgeld Turkish: pas
German: Rost Turkish: Başvuru
German: Rückgriff, Inanspruchnahme Turkish: indirim
German: Rückvergütung Turkish: Iade edilen mallar
German: Rückwaren Turkish: çanta
German: Sack Turkish: denge
German: Saldo Turkish: Genel yükleme belgesi
German: Sammelkonnossement Turkish: Konsolide sevkıyat
German: Sammelsendung Turkish: Grupaj hizmeti
German: Sammelverkehr Turkish: Kolektif kamyon
German: Sammelwagen Turkish: Yarı römork
German: Sattelauflieger Turkish: Ayarlamak
German: Satz (Konnossemente) Turkish: Kutu
German: Schachtel Turkish: hasar
German: Schaden Turkish: Uzman anketi
German: Schadensbesichtigung durch Sachverständige Turkish: Hasar belgesi
German: Schadenszertifikat Turkish: Kontrol
German: Scheck Turkish: Demiryoluyla taşıma
German: Schienentransport Turkish: Gemi
German: Schiff Turkish: Gemi postaları
German: Schiffspost Turkish: Dökmek
German: Schuppen Turkish: Ağır kaldırma ek parçaları
German: Schwergewichtszuschläge Turkish: Ağır kaldırma
German: Schwergut Turkish: yüzer vinç
German: Schwimmkran Turkish: Deniz taşımacılığı
German: Seefracht Turkish: maliyet fiyatı
German: Selbstkostenpreis Turkish: Göndermek, iletmek
German: senden, versenden Turkish: Sevkıyat
German: Sendung Turkish: görünce
German: bei Sicht Turkish: Görüşten sonra
German: nach Sicht Turkish: görüş taslağı
German: Sichttrate Turkish: indirim
German: Skonto Turkish: Anında ödeme
German: sofortige Bezahlung Turkish: Derhal indirim
German: Sofortrabatt Turkish: özel indirim
German: Sonderrabatt Turkish: Iletici
German: Spediteur Turkish: Iletici posta belgesi
German: Spediteur-Übernahme-Bescheinigung Turkish: Hantal mallar
German: sperrige Güter Turkish: Ek ücretler
German: zusätzliche Spesen Turkish: Masrafların hesabı
German: Spesenrechnung Turkish: Demurrrage
German: Standgeld Turkish: Istifleme
German: stapeln Turkish: Istif
German: stauen Turkish: Istifleme
German: Stauung Turkish: pul vergisi
German: Stempelgebühr Turkish: vergi
German: Steuer Turkish: vergisiz
German: steuerfrei Turkish: Karayolu taşımacılığı
German: Strassentransport Turkish: vuruş
German: Streik Turkish: Paket başına ağırlık
German: Stückgewicht Turkish: Grupaj konsinye
German: Stückgutsendung Turkish: paketlerin sayısı
German: Stückzahl (einer Sendung) Turkish: dara
German: Tara Turkish: Parça yük
German: Teilladung Turkish: Parça teslimi
German: Teillieferung Turkish: Kısmi kayıp
German: Teilverlust Turkish: Derin dondurucu
German: Tiefkühlung Turkish: Alçak yükleyici
German: Tieflader Turkish: Karne-TIR
German: TIR-Heft Turkish: Tonaj
German: Tonnage Turkish: toplam kayıp
German: Totalverlust Turkish: Kaldırma kapasitesi
German: Tragfähigkeit Turkish: Transit mallar
German: Transitgut Turkish: Nakliye sigortası
German: Transportversicherung Turkish: Taslak
German: Tratte Turkish: Taslak temiz
German: Tratte ohne Dokumente Turkish: Davul
German: Trommel Turkish: sunum
German: Übergabe (Dokumente) Turkish: Mal transferleri
German: Übergabe der Güter Turkish: kilolu
German: Übergewicht Turkish: Demuraj
German: Überliegegeld Turkish: Götürü fiyat / dahil fiyat
German: Übernahmesatz Turkish: Toplam ileriye gidiyor
German: Übertrag Turkish: nezaret
German: Überwachung Turkish: havale
German: Überweisung (Geld) Turkish: Aşan
German: überzählig Turkish: Kartograf
German: Umfuhr (von Schuppen zu Schuppen) Turkish: Nakliye
German: Umladung Turkish: Açıklama
German: ummarkieren Turkish: Yeniden paketleme
German: umpacken Turkish: Değişim oranı
German: Umrechnungskurs Turkish: Ciro
German: Umsatz Turkish: Ciro vergisi
German: Umsatzsteuer Turkish: Elleçleme
German: Umschlag von Waren Turkish: Kaldırma
German: Umzug Turkish: Kaldırma malları
German: Umzugsgut Turkish: Ücretsiz
German: unentgeltlich Turkish: yaklaşık
German: ungefähr Turkish: hakkında
German: Unterschrift Turkish: imza
German: unter Vorbehalt Turkish: Rezervasyon altında
German: unter Zollverschluß Turkish: Tahvil
German: unverbindlich Turkish: Nişan almadan
German: unverpackt Turkish: Paketten çıkarılan
German: unversichert Turkish: Sigortalı değil
German: unverzollt Turkish: Ödenmemiş ücret
German: Ursprungsland Turkish: menşei ülke
German: Ursprungszeugnis Turkish: Orjinallik belgesi
German: ohne Verbindlichkeit Turkish: Nişan almadan
German: leicht verderblich Turkish: Bozulabilir
German: Verfalltag Turkish: bitiş tarihi
German: verfrachten Turkish: gemi
German: zur Verfügung von... Turkish: Emrinde ...
German: Verkauf Turkish: satış
German: Verkaufsbedingungen Turkish: satış şartları
German: Verkaufspreis Turkish: satış fiyatı
German: kombinierter Verkehr Turkish: Kombine trafik
German: Verkehrsmittel Turkish: ulaşım aracı
German: verkeilen Turkish: Kamalarla sabitlenmelidir
German: Verlade-Dokumente Turkish: nakliye belgeleri
German: verladen mit (Lkw) Turkish: Tarafından yönlendirilen
German: Verladung (allg) Turkish: Gönderim
German: verlängern Turkish: Uzatmak
German: Verlängerung der Geltungsdauer Turkish: Geçerliliğin uzatılması
German: verpackt Turkish: Paketlenmiş
German: Verpackung (fest, dauerhaft, ungenügend, mangelhaft) Turkish: Ambalaj (güçlü, dayanıklı, yetersiz, arızalı)
German: seemäßige Verpackung Turkish: Denize kıyasla ambalaj
German: Verpackungskosten Turkish: Ambalaj ücretleri
German: Verrechnungsscheck Turkish: Çapraz onay
German: Versand Turkish: Gönderme, yönlendirme
German: Versand gemäß Instruktionen Turkish: Talimatlara göre sevkıyat
German: Lieferanweisungen Turkish: Yönlendirme talimatları
German: Versand Beratung Turkish: Nakliye tavsiyesi
German: Tag der Absendung Turkish: Sevkıyat tarihi
German: versandfertig Turkish: Sevkıyat için hazır
German: Nachweis der Versendung Turkish: Sevkıyat belgesi
German: Versandpapiere Turkish: nakliye belgeleri
German: Versand (an Bord) Turkish: Sevkıyat (gemide)
German: Versandkosten Turkish: Nakliye ücretleri
German: Kiste Turkish: Sandık
German: Despatch, vorwärts, Schiff Turkish: Sevkıyat
German: versichern Turkish: sigortalamak
German: Versicherung Turkish: sigorta
German: Versicherungspolice Turkish: sigorta poliçesi
German: Wert für die Versicherung Turkish: Sigorta değeri
German: Dichtung Turkish: fok balığı
German: Verkauf durch Auktion Turkish: Müzayede ile sat
German: wiegen Turkish: Tartmak
German: Verzögerung Turkish: Gecikme
German: (Zoll) Freiraum Turkish: (Gümrük işlemleri
German: Verzugszinsen Turkish: Borçlarda faiz
German: pro Prokura Turkish: Vasiyetname başına
German: einen kühlen Kopf bewahren Turkish: sakin ol
German: trocken halten Turkish: kuru tut
German: Anzahlung, Vorauszahlung Turkish: Ileri ödeme, ön ödeme
German: pror Wagenladungen Turkish: Pror taşıma ücretleri
German: Auszahlung (Fortschritt) Turkish: Harcama (ilerleme)
German: Währung Turkish: para birimi
German: Plane Turkish: Tente
German: Modell Turkish: Model
German: LKW-Ladungs, Wagenladung, carload Turkish: Tam kamyon yükü, vagon yükü, yük yükü
German: Standgeld Turkish: tazminat ücreti
German: Eisenbahnwaggon Turkish: Demiryolu vagonu
German: Waren Turkish: mal
German: Warenbezeichnung Turkish: Malların tarifi
German: Probe Turkish: örnek
German: Verkehrsbescheinigung / Verkehrsbescheinigung Turkish: Hareket belgesi / dolaşım belgesi
German: Wirtschaftsgüter Turkish: Mal değeri
German: Wechsel Turkish: kambiyo senedi
German: Wechselaufbau Turkish: vücut değişimi
German: Stempel Rechnung Turkish: Tasarı pulu
German: für Weiterversendung an Turkish: Yeniden göndermek için
German: Wellfaserplatten Turkish: Oluklu elyaf tahtası
German: Preis ab Werk Turkish: Fabrika çıkış fiyatı
German: ohne Wert Turkish: Değer taşımayan
German: Erklärung der Werte Turkish: Değer beyanı
German: nur Wert für Zollzwecke Turkish: Sadece gümrük amaçlı değer
German: Wiederausfuhr Turkish: Yeniden sevkıyat
German: Wiedereinfuhr Turkish: Yeniden taşımacılık
German: Gewicht note Turkish: Kilo notu
German: zahlbar in bar Turkish: Nakit olarak ödenebilir
German: Zahlung Turkish: ödeme
German: Albanien Turkish: Arnavutluk
German: Baltic Turkish: Baltık
German: Bosnien Turkish: Bosna
German: Bulgarien Turkish: Bulgaristan
German: England Turkish: İngiltere
German: Estland Turkish: Estonya
German: Vereinigtes Königreich Turkish: Birleşik Krallık
German: Gemeinschaft Unabhängiger Staaten GUS Turkish: Bağımsız Devletler Topluluğu CIS
German: Spanien Turkish: ispanya
German: Irland Turkish: İrlanda
German: Jugoslawien Turkish: Yugoslavya
German: Kosovo Turkish: Kosova
German: Kroatien Turkish: Hırvatistan
German: Lettland Turkish: Letonya
German: Litauen Turkish: Litvanya
German: Mazedonien Turkish: Makedonya
German: Moldawien Turkish: Moldavya
German: Montenegro # Turkish: Karadağ#
German: EWG Osteuropa Turkish: CEE Doğu Avrupa
German: Portugal Turkish: Portekiz
German: Rumänien Turkish: Romanya
German: Russland Turkish: Rusya
German: Schottland Turkish: İskoçya
German: Serbien Turkish: Sırbistan
German: Slowenien Turkish: Slovenya
German: Spanien Turkish: ispanya
German: Ukrain Turkish: Ukrayna
German: Ungarn Turkish: Macaristan
German: Vereinigtes Königreich Turkish: Birleşik Krallık
German: Belarus / Weißrussland Turkish: Beyaz Rusya / Beyaz Rusya
German: DGR Gefahrgutvorschriften Turkish: DGR Tehlikeli Maddeler Yönetmeliği
German: Gefahrgutausrüstung Turkish: Tehlikeli mal ekipmanı
German: Anhänger Turkish: Römorklar
German: Avia Koffer Turkish: Avia çantası
German: Doppelthermoboden Turkish: Çift kat termo
German: Express - Sprinter Bus Turkish: Hızlı - Otobüs Sprinter
German: Kühlschrank Turkish: Frigo
German: Gelenkbus Link / Plane Turkish: Mafsallı bağlantı / havlu
German: ziehen Trailer Turkish: Römork çekme
German: Jumbo Turkish: Jumbo
German: Jumbo Schwanenhals Turkish: Jumbo kuğu boynu
German: Jumbo-LKW Turkish: Jumbo kamyon
German: Kipper Turkish: Damper
German: Koffer LKW Turkish: Kapalı kamyon
German: Koffer Turkish: Bavul
German: Kühler Turkish: soğutucu
German: Mega Turkish: Megakralı
German: Plateau Auflieger Turkish: Yarı römork
German: Auflieger Turkish: Yarı römork
German: Sattel Zug Turkish: Eyer tren
German: Saddle Tackle Turkish: Eyer Takma
German: Schwanen Hals Turkish: Schwanen boynu
German: Sattelauflieger Turkish: Yarı römork
German: Tandem Zug Turkish: Tandem tren
German: Tautliner Turkish: Kaykay gemisi
German: Teleskop-Auflieger Turkish: Teleskopik yarı römorklar
German: Teleskop-Sattel Turkish: Teleskop eyer
German: Thermo Turkish: Termo
German: Thermoplane Turkish: Thermoplane
German: Gefrierschrank LKW Turkish: Dondurucu kamyon
German: Tieflader Turkish: Alçak yükleyici
German: Anhänger Turkish: tanıtım videosu
German: Gehen Flurfahrzeuge Turkish: Yürüyüş yapmış araçlar
German: Wechselbehälter Turkish: Değiştirilebilir kaplar
German: Ändern Brücke Turkish: Köprü değiştirme
German: Autobahn Turkish: Otoyol
German: Zug Turkish: tren
German: Büro Turkish: Kargo
German: Containertransport Turkish: Konteyner taşımacılığı
German: Containertransporte Turkish: Konteyner taşımacılığı
German: Verteilung Turkish: Dağıtım
German: Eurocleaning Turkish: Eurocleaning
German: Export Turkish: ihracat
German: Exportabwicklung Turkish: İhracat kullanımı
German: Export Zollabfertigung Turkish: İhracat gümrük işlemleri
German: Express Transporte Turkish: Hızlı nakliye
German: Fernverkehr Turkish: Uzun mesafe trafiği
German: Fiscal Vertreter Turkish: Mali Temsilciler
German: Fracht Turkish: Yük
German: Freights Turkish: Yükler
German: Die Frachtraten Turkish: Taşıma ücretleri
German: Der Güterverkehr Turkish: Yük taşımacılığı
German: Güterverkehr Turkish: Yük trafiği
German: Kühlschrank Turkish: Frigo
German: Frigotransportations Turkish: Frigotransportations
German: Gefahrgut Turkish: Tehlikeli mallar
German: Großraumtransporte Turkish: Büyük hacimli taşıtlar
German: Der Güterverkehr Turkish: Yük taşımacılığı
German: Der Güterverkehr Turkish: Yük taşımacılığı
German: Handel Turkish: Ticaret
German: Hilfsdienste Turkish: Yan hizmetler
German: Hilfstransporte Turkish: Yardımcı taşımacılar
German: Import Turkish: ithalat
German: Importe Turkish: İthalat
German: international Turkish: Uluslararası
German: international Turkish: Uluslararası
German: Internationale Spedition Turkish: Uluslararası nakliye
German: Jumbo Turkish: Jumbo
German: Jumbo Transporte Turkish: Jumbo nakliye
German: Kleintransporte Turkish: Küçük taşıtlar
German: Volle Ladung Turkish: Tam şarj
German: Gekühlte Forwarding Turkish: Soğutuculu taşıma
German: Kühltransporte Turkish: Soğutucu dolaplar
German: Kurierdienst Turkish: kurye servisi
German: aufladen Turkish: şarj etmek
German: Lagerung Turkish: Depolama
German: Lager Turkish: Depo
German: Lagerung Turkish: depolama
German: LKW Turkish: Kamyon
German: LKW-Transport Turkish: Kamyon taşımacılığı
German: LKW-Verkehr Turkish: Kamyon trafiği
German: Logistik Turkish: lojistik
German: Logistik Transporte Turkish: Lojistik nakliyeleri
German: Ortsverkehr Turkish: Yerel trafik
German: Osteuropa Turkish: Doğu Avrupa
German: Inkassogebühren Turkish: Tahsilat masrafları
German: Schwert Transporte Turkish: Kılıç nakliyesi
German: Spezialtransporte Turkish: Özel taşımacılık
German: Spediteurs Turkish: Nakliye firması
German: Spediteure Turkish: Forwarderler
German: Weiterleiten Turkish: Yönlendirme
German: Forwarder Turkish: Ileticiler
German: Spezialtransporte Turkish: Özel taşımacılık
German: Stückgut Turkish: Genel kargo
German: Stückgutverkehre Turkish: Genel yük taşımacılığı
German: Teilladungen Turkish: Kısmi ücretler
German: Temperaturgeführte Transporte Turkish: Sıcaklık kontrollü taşıma
German: Transport Turkish: Nakliye
German: Transport international Turkish: Uluslararası Nakliye
German: Transport und Logistik Turkish: Taşımacılık ve lojistik
German: Transporte Turkish: Taşımalar
German: Transporters Turkish: Taşıyıcılar
German: Transportunternehmen Turkish: Nakliye şirketi
German: Transportunternehmen Turkish: Nakliye şirketleri
German: Transportunternehmen Turkish: Nakliye şirketi
German: Transportunternehmen Turkish: Nakliye şirketleri
German: Transportunternehmen Turkish: Nakliye şirketi
German: Transportunternehmer Turkish: Nakliye operatörü
German: Verteilung Turkish: Dağıtım
German: Distributions Turkish: Dağıtımlar
German: Zollabfertigung Turkish: Gümrük işlemleri
German: Zollabfertigung Turkish: Gümrük işlemleri
German: Zoll Europa Turkish: Avrupa Gümrük Birliği
German: Zollabfertigung Turkish: Gümrük işlemleri
German: Zollformalitäten Turkish: Gümrük formaliteleri
German: Eine Zwischenlagerung Turkish: Ara depolama
German: AGB/Allgemeine Geschäftsbedingungen Turkish: (Genel) Hükümler ve Koşullar
German: Amtsgericht Turkish: Asliye hukuk Mahkemesi veya Sulh hukuk mahkemesi (dava değerine / duruma göre değişir)
German: Annexzuständigkeit Turkish: Ekleme yetkisi
German: Anschlag Turkish: Dayanma noktası
German: Arbeitsengelt im Sinne von § 850 ZPO gegen den jeweiligen Arbeitsgeber Turkish: Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu madde 850 kapsamında değerlendirilebilecek gelir
German: Artikelgesetz Turkish: torba yasa / kanun
German: Asylerstreckung Turkish: aileye bağlı iltica
German: Auflaufbremse Auflaufvorrichtung Turkish: Ataletle frenleme cihazı
German: Aufschraubbild Turkish: vidalama delik tablosu
German: Auftraggeber Turkish: işveren
German: Ausgeschrieben Turkish: Açılımı
German: Ausländerrecht Turkish: yabancılar hukuku
German: Auslitereinheit Turkish: Volümetrik dozlama ünitesi/kalibrasyon ünitesi
German: Auszug aus dem Fahreignungsregister Turkish: Sürücü belgesi ceza puanı özeti/sureti
German: § 1 Abs. 1 dieser Allgemeinen Geschäftsbedingungen Turkish: Bu Genel Çalışma Koşullarının 1. maddesinin 1. fıkrası
German: Bürstschlitten Turkish: Fırça kızağı
German: Befangenheit Turkish: tarafsız / objektif olmama durumu; önyargılı olma
German: Belegenheitsstaat Turkish: dava konusu seyin bulundugu yer/ülke
German: Beweiswürdigung Turkish: Delillerin takdiri
German: Bezirksstatthalteramt (Schweizerische Behörde) Turkish: Kaymakamlık
German: Brennverhalten Turkish: alevlenebilirlik /tutuşabilirlik /yanma (özellikleri/davranışı)
German: BWZ Turkish: tahsis süresi
German: Clampverschraubung Turkish: Kelepçeli bağlantı
German: De-facto-Flüchtlinge Turkish: fiilî mülteciler
German: Der Nutzer hat es hierbei namentlich zu unterlassen Turkish: Kullanıcı ...(yapmamayı taahhüt eder
German: Die Klägerin zu 1. Turkish: Davacı
German: die Zweckverbindung soll nur im Innenverhältnis gelten Turkish: Amaca yönelik irtibat, sadece dahili münesebette geçerli olmalıdır
German: Drittwirkung Turkish: üçüncü şahıs/kişi/taraf etkisi
German: Durchlaufkappsäge Turkish: otomatik beslemeli gönye kesme makinesi
German: EGBGB Turkish: Medeni hukuku düzenleyen uygulama yasası
German: einzeln getaktet Turkish: ayrı ayrı zamanlı
German: Empfangsbevollmächtigte Turkish: tebellüğe yetkili
German: Entgelt aus Auftrgasverhaeltnisse gegen den Auftraggeber Turkish: İşverene karşı sözleşme ilişkisinden doğan ücret (hakkı)
German: Entgeltpunkte Turkish: kazanç puanı
German: Errungenschaftsbeteiligung Turkish: Edinilmiş mallara katılma rejimi
German: Ersatzbeglaubigung Turkish: Asılı yerine geçen yedek onay/tasdik
German: Ersatzzustellung Turkish: tebligat
German: eventuelle frühere Angaben Turkish: varsa önceden verilmiş beyanlar
German: Exklusiv-Vertriebsrecht Turkish: Münhasır satış hakkı
German: Fadenstichel Turkish: setina gravür kalemi
German: Förderschnecke Turkish: Helezon Burmalı Konveyör
German: Flüchtlingseigenschaft Turkish: mültecilik statüsü
German: formlos Turkish: sıradan
German: Freiwinkel Turkish: açık yüz açısı
German: Fristansetzung Turkish: vade belirleme/belirlenen vade
German: Frontmaske KPL Turkish: komple ön panel
German: GA Turkish: Genetik Algoritma
German: Gebühren- und Vergütungsordnungen Turkish: Harç ve ücret tarifeleri
German: Geber Turkish: sensör
German: Gemeindeoberamtsrat Turkish: Belediye Üst Daire Yöneticisi
German: Gerichtskostenstempler Turkish: (Mahkeme masraflarını basmak için kullanılan) damgalama makinesi
German: Geschäftsordnug Turkish: iç yönetmelik / iç hizmet yönetmeliği
German: Gesicherte Ansprüche Turkish: teminat altına alınmış talepler/haklar
German: Gewindespindel / Gewindebolzen Turkish: Vidalı mil / Dişli pim
German: grob fahrlässige oder leicht fahrlässige Vertragsverletzung Turkish: hafif veya ağır ihmalli sözleşme ihlali
German: Heimatrecht Turkish: vatandaşlık hakkı / ikamet hakkı
German: hinter der Klägerin zu edieren Turkish: davacının aleyhinde neşriyat/yayın yapmasını
German: Hochgangrad Turkish: Yükseltme, kaldırma dişlisi ya da yüksek devir dişlisi
German: Hohlraumkonservierung Turkish: iç boşluk koruması
German: Hub Turkish: basım
German: Hysterese ± 0,1 % v. EW Turkish: Gecikme süresi: Son değerin +/- % 0,1'i
German: Im Namen des Volkes Turkish: Türk milleti adına/Alman milleti adına
German: IM-Sekretär Turkish: sekreter kod adlı gayri resmi muhbir
German: Induktivgeber Turkish: indüktif verici
German: Inkasso titulierter Forderungen Turkish: ilama bağlanmış alacakların tahsili / alacakların ilamlı alacak takibi yoluyla tahsili
German: Insolvenzverfahren über das Vermögen Turkish: Mal varlığına haciz uygulanması
German: Justizrechtsrätin Turkish: Adliye Müdürü (müdüresi)
German: Kannenstock Turkish: besleme sehpası
German: Kantblech Turkish: Pahlı profil
German: Kapp- und Zugsäge Turkish: kesim gönye testeresi
German: Keilsicherungsscheibe Turkish: kamalı emniyet pulu
German: Kernzug Turkish: Maça çekici
German: Klemmring/Klemmstutzen Turkish: boru tutturma bağlantı parçası, bağlantı elemanı
German: Klingenbandstahl Turkish: bıçaklık çelik şerit
German: Konventionsflüchtling Turkish: insani [statüde] mülteci
German: Korneisen Turkish: Güverse basacağı
German: Kraftspanneinrichtung Turkish: Güç tahrikli bağlama sistemi
German: Kugelwagen Turkish: Bilyalı araba
German: laden Turkish: davali üzerinden cagrilacak
German: Lagensäge Turkish: Son profil testeresi
German: Leistung Turkish: randıman; güç ; performans
German: Leistung Turkish: (Elde edilen) edinimler
German: Leistungsstörungsrecht Turkish: kusurlu ifa
German: Leistungsverzeichnis Turkish: Hizmet listesi
German: Lichtschranken-Schutzeinrichtung Turkish: Fotoselli koruma tertibatı
German: Lizenzvereinbarung für Endverbraucher Turkish: son kullanıcı için lisans sözleşmesi
German: Magazin Turkish: hazne (bağlama da bkz.)
German: Manie bei schizoaffektiver Psychose Turkish: şizoaffektif psikoz özellikli mani hastalığı
German: Mörder Turkish: Kasıtsız adam öldürme
German: Messkupplung Turkish: vidalı kaplin
German: Metallbauer Turkish: Metal İşleri Teknisyeni
German: mikroverkapselt Turkish: mikro kapsüllü
German: Milchlochgrößeneinsatz Turkish: nozul (genişliğini) ayarlama parçası
German: Milchrohrverschraubung Turkish: Hijyenik bağlantı
German: Mittelschaumrohr Turkish: orta köpük lansı
German: Motorlaterne Turkish: Motor flanşı
German: nach den gesondert geltenden gesetzlichen Bestimmungen Turkish: ... ayrıca geçerli/yürürlükte olan yasal düzenlemelere göre ...
German: Nacherfüllung Turkish: zararın sonradan giderilmesi
German: Negativbescheinigung Turkish: Borcu Yoktur Belgesi
German: offensichtlich unbegründeter Asylantrag Turkish: mesnetsizliği aşikâr iltica başvurusu
German: ohne Anspruch auf Vollständigkeit Turkish: eksiksiz olma iddiasında değildir
German: Ordnungsmerkmal Turkish: Tanımlama kodu
German: Personengesellschaft Turkish: Şahıs şirketi
German: Pflichtteilergänzungsanspruch Turkish: Saklı pay tamamlama hakkı
German: Planlieferliste Turkish: proje planı detaylandırılmış teslimat listesi
German: pp. Turkish: vs.
German: Prellplatte Turkish: koruyucu plaka
German: Pulsweite Turkish: atım aralığı
German: Rastbolzen Turkish: kilitleme pimi
German: Rechtsfigur Turkish: Hukuki aktör
German: rechtsform Turkish: (işletmenin) hukuki şekli
German: Referenzauftraggeber Turkish: Referans olarak sipariş/iş veren taraf
German: Registergericht Turkish: Ticaret Sicil Mahkemesi
German: Restschuldenbefreiung Turkish: Kalan borçlardan kurtulma
German: Richtlinien für den Verkehr mit dem Ausland in strafrechtlichen Angelegenheiten Turkish: Yurtdışı ile ilişkilerde ceza hukuku yönetmelikleri
German: Rundloch versetzt Turkish: verev delikli (levha)
German: sachwidrige Verwendung Turkish: yanlış kullanım, amaç dışı kullanım, uygunsuz kullanım
German: Salvatorische Klausel Turkish: uzlaşma (ek) maddeleri
German: Schalter Turkish: şalter
German: Schaltventil Turkish: anahtarlama valfı
German: Schüttelrahmen Turkish: sarsma çerçevesi/şasisi veya kasası
German: Scheuersaugmaschine Turkish: Zemin süpürme makinesi, zemin temizleme ve bakım makinesi
German: Schieberegister Turkish: KAYAN YAZMAÇ
German: Schnorring Turkish: Çentikli Rondela
German: Schriftformklausel Turkish: yazılı şekil şartı (koşulu)
German: Schwemm-material Turkish: conta; izolasyon malzemesi
German: Schwenkhebel Turkish: mafsallı kol
German: Schwerschaumroh Turkish: ağır köpük lansı
German: Seilzug-Wegaufnehmer Turkish: Halatlı palanga deplasman sensörü
German: selbständige Anschlussberufung Turkish: (bağımsız) müteakip temyiz
German: Sicherheitsverwahrung Turkish: Önleyici hapis cezası
German: Solarkreislauf Turkish: Solar Sirkülasyon
German: Span-zu-Span-Zeit Turkish: Talaştan talaşa takım değiştirme süresi
German: Spannsatz Turkish: Sıkma bilezik
German: Spanwinkel Turkish: talaş açısı
German: Spezialitätsvorbehalt Turkish: Hususilik kaidesi
German: Spindelantrieb Turkish: Tahrik milli hareketlendirici
German: Spitzwinkel Turkish: uç açısı
German: Standleuchte und Schwellerleiste Turkish: park lambası ve marşpiye çıtaları
German: Stellantrieb Turkish: aktüatör
German: Stirnzahnradstück Turkish: Alın dişli parçası
German: Tastverhältnis Turkish: periyot oranı
German: Tatbestand und Entscheidungsgründe Turkish: Hadise/vaka/fiil/hadise unsurları ve karar gerekçeleri
German: Topfmembrane Turkish: Diyafram
German: Träger der Maßnahme Turkish: önlemi alan kurum
German: Unter Protest gegen die Beweislast Turkish: delil gösterme yükümlülüğünü protesto ederek
German: Unterhalt aufkommen Turkish: nafakasını üstlenmek
German: Unterhaltspfändung mit der Geschäftsnummer Turkish: referans numarası/ müracaat numarası
German: unterjährig Turkish: bir yıldan önce / bir yılını doldurmadan
German: Unterschriftsleistung Turkish: (bir evrağa) imza koyma
German: Urteilsdispositiv Turkish: karar özeti
German: Verfahrensgericht in Strafsachen Turkish: Ceza usül mahkemesi
German: Verfahrensregister Turkish: Yöntem sicili/kütüğü
German: Verfall Turkish: kazanç müsaderesi
German: vergleichbare unselbständige Tätigkeit Turkish: Ücretli / Ücretlilik
German: Verjährung Turkish: zamanaşımı
German: verst. m. Stoßfänger Turkish: tamponlu, ayarlanabilir
German: Vliesmangelschalter Turkish: Muflon/elyaf eksikliği şalteri
German: Vorschlagsbeteiligung Turkish: (edinilmiş mallar rejiminde) artık değere katılım
German: Vorstehend Turkish: Sözkonusu / Sözü Edilen / Yukarıda Belirtilen
German: weltanschauliche Ansichten Turkish: Dünya görüşü
German: Werkvertrag Turkish: istisna sözleşmesi; istisna akdi; eser sözleşmesi
German: Wetteinsatz Turkish: bahis tutarı
German: Willensbildung Turkish: irade oluşumu
German: Winkelschottverschraubung Turkish: Rakorlu dirsek
German: Zahlungsbedingungen und - zeitpunkt Turkish: ödeme koşulları ve tarihi
German: zahlungshalber Turkish: tahsil edilmek üzere
German: Zellenradschleuse Turkish: Hücre tekeri
German: Zeugenbekundung Turkish: Tanığın şehadeti
German: Zivilsache Turkish: hukuk davası
German: Zugewinngemeinschaft Turkish: Edinilmiş Mallara Katılma
German: Zugpendel Turkish: Çeki oku
German: Zustell-Ermächtigung Turkish: Tebliğ yetkisi
German: Zustellbevollmachtigte Person Turkish: Tebliğe yetkili kişi
German: Anschlagnocke Turkish: Kam / stop kamı
German: abrufen Turkish: almak
German: Abtrieb Turkish: çıkış; tahrik
German: Allokation / allocation Turkish: alokasyon (girdi + üretim + çıktı sürecinin bütünü)
German: Anforderung Turkish: komut
German: Anlegedruck Turkish: frenleme basıncı
German: aufgerundet auf eine Nachkommastelle Turkish: virgülden sonrasına kadar yuvarlatılımış
German: Auflagekontrolle Turkish: Oturma kontrolü
German: Aufmass Turkish: metraj
German: Ausklinkung Turkish: kertik
German: Autohaus Turkish: oto galerisi
German: überlappend Turkish: basamaklayarak
German: Übung für Fortgeschrittene Turkish: İleri düzeydekiler için alıştırma (dersi)
German: Bediengerät Turkish: kullanım / kullanma cihazı
German: Begleitheizung Turkish: ısıtıcı bant
German: Beruf Turkish: meslek, serbest meslek, zanaat
German: Berufsabschlüsse Turkish: meslek eğitimi diplomaları
German: Berufsgenossenschaft für Fahrzeughaltungen Turkish: Motorlu Taşıt İşçileri Sendikası
German: Betreuungsangebot Turkish: Bakım hizmeti
German: Beurteilung Turkish: Değerlendirme
German: Bildungsgang Turkish: eğitim programı
German: Brüstung Turkish: Parapet duvar
German: Brenngasdichtheit Turkish: yanıcı gaz sızdırmazlığı
German: Cinch Turkish: cinch
German: das Rollenherdofen Turkish: hadde fırın ocağı
German: das Streckrichten Turkish: hadde doğrultma (makinesi)
German: der Strömungsquerschnitt verengende Einschnürungen Turkish: akım kesitini daraltan büzülmeler
German: Die Sitzgestelle der beiden vorderen Sitze zeigen erhöhtes Spiel. Turkish: Öndeki iki koltuğun bağlantı raylarında fazla boşluk görülüyor.
German: dinkel Turkish: spelt buğdayı, kızıl buğday
German: Dornmaß Turkish: Kilit merkez uzaklığı
German: Drosselklappenantrieb Turkish: Gaz kelebeği tahriki
German: Durchlader Turkish: Çift taraflı asansör
German: Edition Turkish: limitsiz üretim, limitsiz edisyon, limitsiz satış, limitsiz imalat, limitsiz sayıda
German: Einführung Turkish: Giriş
German: Eintrag Turkish: (manuel) veri girişi
German: Einzelunternehmen Turkish: tek işletme
German: Einziehung Turkish: itfa
German: Engpassberuf Turkish: revaçta olmayan (bulunmayan ) meslekler
German: Erstes und Zweites Staatsexamen Turkish: Birinci ve İkinci Devlet Sınavı
German: Erziehungswissenschaftliches Begleitstudium Turkish: Pedagoji yan dal
German: fachübergreifendes, fächerverbindendes Lernen Turkish: disiplinler arası ve disiplinler ötesi eğitim
German: Fachgeschäft Turkish: Yetkili satıcı
German: Fachhochschulreife Turkish: Meslek yüksek okulu yeterlik belgesi
German: Förderunterricht Turkish: etüd
German: Förderverein Turkish: okul koruma derneği
German: FCKW Turkish: FKHK -> flüor klor hidrokarbon
German: Flächenbezogene Masse Turkish: Birim alan kütlesi
German: flexibler Wasserschlauch Turkish: esnek (su) hortum(u)
German: fliehkraftneutrale Kugelhebel Turkish: Merkezkaç kuvveti etkisine maruz kalmayan (kam kontrollü) toplu kol/bilyeli kol
German: Fragestellung/Problemstellung Turkish: Soru/Problem
German: Freistellungsauftrag Turkish: sermaye geliri vergi muafiyet talebi
German: Fritte Turkish: fritta
German: gattungsgemäss Turkish: türüne uygun
German: Gefahrenzulage Turkish: risk teminatı
German: Gehäuse Turkish: Kasa
German: Geräuschkapselungen Turkish: Ses yalıtım kapakları
German: Gerüstastspindel Turkish: ince iğ terbiye (budama) sistemi
German: Geschäftsführer Turkish: genel müdür
German: Gleichfasenring mit Schlauchfeder Turkish: Çift pahlı spiral yaylı yağ kontrol segmanı
German: GmbH Turkish: Ltd. Şti.
German: Gutschrift Turkish: Matlup
German: Hamule senedi Turkish: Frachtbrief
German: Hautscreening Turkish: cilt taraması
German: Heftnagel Turkish: u çivi veya u çivisi
German: indizierte Wirkungsgrad Turkish: nazari verim
German: Insichgeschäft Turkish: kendi yararına işlem yapmak
German: Ist und Soll Turkish: güncel değer ve hedef değer
German: Jahreswagen Turkish: bir yaşını doldurmamış otomobiller
German: Jolodaschienen Turkish: Joloda kızağı (joloda rayları)
German: keine Angabe Turkish: Veri yok
German: Keramikhonung Turkish: Seramik honlama
German: kernsandbefüllte Schalthebel Turkish: içi kum dolu vites kolu
German: Kieselgur Turkish: diyatomit; kizelgur
German: Klinke Turkish: Jak
German: Kompetenzaussage Turkish: yeterlilik ifadesi
German: Kompetenzspektrum Turkish: yetkinlik alanı
German: Konstitution Turkish: anayasa; yapı; bünye; teşekkül; oluşum
German: Konstitutions-Balkengraph Turkish: bargraph durum göstergesi
German: Konto ins minus belasten Turkish: hesabın borçlandırılması
German: Kontrollfrage Turkish: alıştırma/yeterlilik soruları
German: Kreuzscheibe (im Lenkhelfpumpe-Antrieb) Turkish: çapraz bağlama pulu
German: Kupplungshöhe Turkish: Beşinci teker yüksekliği
German: Kursträger Turkish: Kurs sağlayıcısı
German: Lagerbund Turkish: yatak kovanı
German: Leistungskurs/Grundkurs Turkish: Ağırlık dersleri / temel dersler
German: Leitungsverzug Turkish: dirsek borusu
German: Lenk-Bowdenzüge Turkish: direksiyon kumanda telleri
German: Lenkung Turkish: direksiyon
German: Lieferung und Versand Turkish: Teslimat ve Kargo
German: Limone Turkish: Yeşil (kabuklu) limon
German: Liquiditätsfalle Turkish: likidite tuzağı
German: Lohnstreifen Turkish: ücret pusulası
German: Markt-Diskontsatz Turkish: Piyasa iskonto oranı
German: Marktsegment Turkish: pazar segmenti
German: Mass -Fase (A) Turkish: Pah ölçüsü
German: Mitarbeit Turkish: Derse katılım, derse katılma, derse katkı
German: Mittlere humanberufliche Lehranstalten Turkish: Sosyal Hizmetler Okulu
German: Nachführung Turkish: tanıtım / prezantasyon tekrarı
German: Naturalrestutierten Turkish: zarardan önceki hale getirilmiş (mal)
German: Notenbuch-eintrag Turkish: not defteri kaydı
German: Pädagogische Sozialassistentin Turkish: sosyal pedagog asistanı / yardımcısı
German: Prüfungsleistung Turkish: değerlendirme (not) türü
German: Prüfungsstudium Turkish: sınava/sınavlara hazırlık çalışması
German: Produktanfrage Turkish: ürün sorgusu
German: Prokura Turkish: ticari temsil/mümessiller
German: Proseminar Turkish: Proseminer
German: Quellenbesteuerung Turkish: Stopaj
German: Rack Turkish: rack
German: Rückbau Turkish: Yeniden inşa
German: Reißkraft und Dehnung Turkish: Yırtılma mukavemeti ve esneme kabiliyeti
German: revision, revise Turkish: gözden geçir
German: Rohbilanz Turkish: mizan
German: Sattelvormaß Turkish: Beşinci Teker Konumu
German: Schein Turkish: Ders başarı belgesi
German: Schorfbefall Turkish: Kabuklu Biti Hastalığı
German: Schulerhalter Turkish: okul sahibi (işletmecisi)
German: Skisack Turkish: kayak torbası
German: Snoezelen Turkish: Snoezelen
German: Sonderausgabenabzug Turkish: (vergide) özel gider indirimi
German: Spannfutter Turkish: Torna aynası
German: Term Turkish: Translation
German: Spannmittel Turkish: Bağlama araçları
German: Spenglerlauf Turkish: çatı olukçusu yolu
German: Stammeinlage Turkish: sermaye yatırımı, sermaye payı
German: STOT einm. 3; H335 Turkish: STOT tek maruziyet (kategori 3); H335
German: strukturierte Außenwand Turkish: tekstürlü / desenli duvar
German: Summenstörung Turkish: sesli arıza bildirimi/sinyali
German: Supplierplan/Vertretungsplan Turkish: (öğretmen) vekalet planı
German: Symbolleiste Turkish: araç çubuğu
German: Technische Fachhochschule Turkish: Teknik Meslek Yüksekokulu
German: Textaufgabe Turkish: yazılı ödev
German: TKP Turkish: BGBM - Bin Gösterim Basina Maliyet
German: Trittstufeneinsatz Turkish: kapı basamağı kaplaması
German: Umreihung Turkish: düzenlerinin/sıralarının değiştirilmesi
German: Unterdeckbahnen und Unterspannbahnen für Dachdeckungen / für Wände Turkish: Çatı kaplamaları / duvarlar için zemin folyosu
German: untergärig Turkish: alt fermentasyon
German: Verbau Turkish: iksa
German: Verd. Arbeiten Turkish: (Verdichtungs-)Arbeiten
German: Verzug Turkish: dirsek
German: vollbefriedigend Turkish: orta üstü
German: Vordiplom Turkish: öndiploma
German: Vorgewende Turkish: traktörün veya zirai araçların tarlada dönüş yaptığı kenar şeridi
German: Vorlesung Turkish: ders (üniversitede)
German: Vorschlagsmenge Turkish: tavsiye edilen miktar
German: Vorsorgevertrag Turkish: sigorta güvence sözleşmesi
German: Warenbegleitschein Turkish: İrsaliye (Sevk İrsaliyesi)
German: Wasserverschleppung Turkish: su kaybı
German: Zeugnis der Allgemeinen Hochschulreife Turkish: Yükseköğretim Yeterlilik Belgesi/Lise diploması
German: Zugangsdaten Turkish: Erişim bilgileri
German: Zwischenpodest Turkish: Merdiven ara basamağı / Orta sahanlık
German: Herzlich Willkommen Turkish: Hosgeldiniz
German: Tschüss («Bleib fröhlich») Turkish: Hoscakal
German: Guten Tag Turkish: Iyi günler
German: Guten Tag Turkish: Merhaba
German: Auf Wiedersehen (sagt der, der geht) Turkish: Allah ismarladik
German: Auf Wiedersehen (sagt der, der bleibt) Turkish: Güle Güle
German: Guten Morgen Turkish: Günaydin
German: Guten Abend Turkish: Iyi aksamlar
German: Gute Nacht Turkish: Iyi geceler
German: Wie geht es Ihnen Turkish: Nasilsiniz
German: Ja Turkish: Evet
German: Nein Turkish: Hayir
German: Bitte Turkish: Lütfen
German: Danke Turkish: Tesekkür ederim
German: Danke Turkish: Mersi
German: Ich Turkish: Ben
German: Du Turkish: Sen
German: Sie (Anrede) Turkish: Siz
German: Gestern Turkish: Dün
German: Heute Turkish: Bugün
German: Morgen Turkish: Yarin
German: Morgens, vormittags Turkish: Sabah
German: Mittag Turkish: Ögle
German: Nachmittag Turkish: Ögleden sonra
German: Abend Turkish: Aksam
German: eine Stunde Turkish: Bir Saat
German: Gross Turkish: Büyük
German: Klein Turkish: Kücük
German: Viel Turkish: Cok
German: Natürlich Turkish: Tabii
German: Eins Turkish: Bir
German: Zwei Turkish: iki
German: Drei Turkish: Üc
German: Vier Turkish: Dört
German: Fünf Turkish: Bes
German: Sechs Turkish: Alti
German: Sieben Turkish: Yedi
German: Acht Turkish: Sekiz
German: Neun Turkish: Dokuz
German: Zehn Turkish: On
German: Sonntag Turkish: Pazar
German: Montag Turkish: Pazartesi
German: Dienstag Turkish: Sali
German: Mittwoch Turkish: Carsamba
German: Donnerstag Turkish: Persembe
German: Freitag Turkish: Cuma
German: Samstag Turkish: Cumartesi
German: schön Turkish: Güzel
German: Prost Turkish: Serefe
German: Wo Turkish: Nerede
German: ich will Turkish: Ben istiyorum
German: Wie heissen Sie? Turkish: Isminiz nedir
German: leider nicht Turkish: Maalesef yok
German: Ich verstehe nicht Turkish: Anlamiyorum
German: Wann? Turkish: Ne zaman?
German: Wie spät ist es? Turkish: Saat kac?
German: Wie teuer ist es? Turkish: Bu ne kadar?
German: Zu teuer Turkish: Cok pahali
German: Gold Turkish: Altin
German: Silber Turkish: Gümüs
German: Leder Turkish: Deri
German: Kupfer Turkish: Bakir
German: Messing Turkish: Pirinc
German: ich gehe Turkish: gid-i-yor-um
German: du gehst Turkish: gid-i-yor-sun
German: er, sie, es geht Turkish: gid-i-yor
German: wir gehen Turkish: gid-i-yor-uz
German: ihr geht Turkish: gid-i-yor-sunuz
German: sie gehen Turkish: gid-i-yor-lar
German: kommen Turkish: gelmek
German: ich komme Turkish: gel-i-yor-um
German: du kommst Turkish: gel-i-yor-sun
German: er, sie, es kommt Turkish: gel-i-yor
German: wir kommen Turkish: gel-i-yor-uz
German: ihr kommt Turkish: gel-i-yor-sunuz
German: sie kommen Turkish: gel-i-yor-lar
German: Wir gehen ins Kino. Turkish: Sinemaya gidiyoruz.
German: ist das Deins? Turkish: Bu senin mi?
German: Kommst Du? Turkish: Geliyor musun?
German: Sehen Sie?/Seht ihr? Turkish: Görüyor musunuz?

Fonte: http://www.1cex.co.in/free/download/excel/businessletters/business.letters.german.turkish.xls

Sito web da visitare: http://www.1cex.co.in

Autore del testo: non indicato nel documento di origine

Il testo è di proprietà dei rispettivi autori che ringraziamo per l'opportunità che ci danno di far conoscere gratuitamente i loro testi per finalità illustrative e didattiche. Se siete gli autori del testo e siete interessati a richiedere la rimozione del testo o l'inserimento di altre informazioni inviateci un e-mail dopo le opportune verifiche soddisferemo la vostra richiesta nel più breve tempo possibile.

 

Business phrases for email german turkish

 

 

I riassunti , gli appunti i testi contenuti nel nostro sito sono messi a disposizione gratuitamente con finalità illustrative didattiche, scientifiche, a carattere sociale, civile e culturale a tutti i possibili interessati secondo il concetto del fair use e con l' obiettivo del rispetto della direttiva europea 2001/29/CE e dell' art. 70 della legge 633/1941 sul diritto d'autore

Le informazioni di medicina e salute contenute nel sito sono di natura generale ed a scopo puramente divulgativo e per questo motivo non possono sostituire in alcun caso il consiglio di un medico (ovvero un soggetto abilitato legalmente alla professione).

 

Business phrases for email german turkish

 

"Ciò che sappiamo è una goccia, ciò che ignoriamo un oceano!" Isaac Newton. Essendo impossibile tenere a mente l'enorme quantità di informazioni, l'importante è sapere dove ritrovare l'informazione quando questa serve. U. Eco

www.riassuntini.com dove ritrovare l'informazione quando questa serve

 

Argomenti

Termini d' uso, cookies e privacy

Contatti

Cerca nel sito

 

 

Business phrases for email german turkish